0
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
981
Okunma

YARA
Pamuk helva satmak
pembe balonlar uçurup havada
eliyle dilinde geverek
ciklet gibi patlatmak
kolaydır çocuklara;
zor olan, zar (?)
gerçeğin acılarını
hayatın k/umarını anlatmaktır!
Herkes yaşadığı kadarını bilir,
okumakla da adam olunmaz her zaman,
ve bu yüzdendir ki
karışır durur birbirine sap ile saman!
Basma yarama çocuk
kanatma beni derinden
neler çektim ah,
insanların ikiyüzlülerinden
bir bilebilsen,
herkesi kendin gibi sanma, yanarsın!
Hem yahşi hem vahşidir
insan denilen mahlûkat,
özüne bak, sözüne bakma
aslına astarına bak, yüzünü bırak
yüzünde türlü türlü pozu çıkar
al eline, içi dolu mu boş mu
silkele bak, salla
boşaltılmış bir çuval
boş bir çürük ceviz
küflenmiş bir mantar gibi
ne var idiyse
na taşıdıysa içinde(?)
küf, kir, pas;
çürüğü dökülür, tozu çıkar
tut şimdi bana da bir küfür bas
gerçeği söyledim çünkü sana da!
Pes etmek yok,
direnmelisin hayata
saldıracaklar dört yandan
biri gül atacak, diğeri topla
gülle atacak sana
ne güle inan, ne gülene
gülerken ağlamadan
ne olursun aklını başına topla!
Korkma benden
içim dışım çünkü bir
o yüzden anlattım sana
başımdan geçenleri bir bir
yoksa, ben de en az
benim diyen kadar
.... mişim hayatı!..
Senin için önemli olan sensin
onun için zevk-i sefası,
üst benlik, alt benlik
katı, yatı, saltanatı;
benden söylemesi, tercih senin!
Şunu unutma fakat
İd’i hâlâ içinde herkesin
kiminin içinde bastırılmış ezik
kiminde de
kimin kime attığı bilinmeyen
en sert, en acımasız kazık;
gerçeği bilmeden
yiyene yazık mı yazık?!
İster beni dinle, ister tıka kulağını
istersen kendi ellerinle
cayır cayır yak şimdi gönül bağını!
Çoğu, aşkı, meşk sanır
demleyip kafayı
uzanıp bir yatağa
yakıcı şehvetiyle idin
tatlı tatlı
sevişmek olduğuna inanır...
Oysa aşk yanmaktır
yanarak arınmaktır
tozundan, pasından, küfünden, kirinden
dönmektir yanlışından, hatasından
aşk yok ise şayet
farkı yoktur insanların birbirinden;
yanarak geçtim çünkü göbeğinden güneşin
cehennem ile kıyametlerin ortasından
aşkı böyle öğrendim,
ne olup ne olmadığını
ne olacağını bile/bilirim ben!..
Şaban AKTAŞ
12.10.2017 - 20.14
SİLİP ATMAK YOK SENİ
Silip atmak yok seni bir kenara
Sen her zaman kâlbin has köşesisin
Yüzün ay’a benzer, gözün pınara
Sen gönlümün tacı, başköşesisin
Güzeller önünde boynunu eğer
Senden daha güzel yoğimiş meğer
Saçının bir teli binine değer
Sen cennet bağının has köşesisin
Bir aşkın üstüne bir aşk yazılmaz
Köşkün cennet ise divan düzülmez
Gerdanında ben var, inci dizilmez
Sen gönlümün bahar yaz köşesisin
Eline dokunsam hâl olur bana
Teline dokunsam çal olur sana
Yanımda yok isen kal olur cana
Sen göz ile gönlün yas köşesisin
Şaban AKTAŞ
12.10.2017 - 10.39
GÜLÜMSEYEN ESİNTİLER :)
HAFTA SONU
Bak biz ne çok şeker olduk
İple Pazar çeker olduk
Dağlarda yürümez isek
Kâlp ağrısı çeker olduk
Haftada bir boş günümüz
Dağlarda en hoş günümüz
Yağmur çamur yaş günümüz
Bir batar bir çıkar olduk
Orman içi temiz hava
Bol oksijen, derde deva
Ben bir Adem, sen bir Havva
Cennetten de kaçar olduk?!
Hoş sohbet ile yan yana
Yoldaşça yürü can cana
Soğuk su iç kana kana
Pınarlardan geçer olduk
Adımlar adıma uyar ayar
Düşlerse düşüme ayar
Dostlar beni sever sayar
Her yokuşu çeker olduk
Günde Yirmi Beş Bin adım
Gezmedik dağ bırakmadım
Kuş gibi özgür kanadım
Taştan taşa seker olduk
Kime lâzım dertle tasa
Elde baton, değnek, asa
Deklanşöre basa basa
Usta resim çeker olduk
Gel yine çıkalım dağa
Gözatalım bahçe bağa
Ne diksek vermez toprağa
Yeni düşler eker olduk...
Gönlüm bir kıza kaptırdım
Köşkler saraylar yaptırdım
Eskiden rahat dururdum
Evli idik, bekar olduk (?) :)
Şaban Aktaş
12.10.2017 15.15
GÖNÜL EVRENDEN BÜYÜKTÜR
ne kadar çok, ne kadar büyük
ne kadar sıcak, cana yakın
ateşli ve büyüleyici
ne kadar içten
ne kadar kederden ve sevinçten
sevsem de seni
yüreğimden başka
hiçbir yere k/oyamadım sevgili,
gönül evrenden büyüktür
bunu bana sen öğrettin,
bir de çektiğim acılar...
acılar çıkmaz yürekten
bir doğram pirzola gibi
belenip bibere tuza
kor alev kömürde kıza kıza
yüreğin yağı sıza sıza
kıvrım kıvrım yana döne pişer
düşersin ucuna çatalın,
bazen de çimçiğ yerler insanı
kurtlar sofrasında
kapış kıyamet öğünü olursun
akbaba, tilki, sırtlan çakalın!
bilirsin, büyük nehirler
derin ve durgun akar sevgili
büyük gemiler ancak
derin sularda yüzer
ve imkânsız aşklar
insanı derinden üzer...
ne kadar şiddetliyse fırtına
o kadar uzaktım rıhtımına
korkmadım azgın dalgalarından
boğulurum diye kaygım da olmadı
en diplere daldım
en keskin kayalıklarda
böğrümden derin yaralar aldım;
varlığım senin eserin
yalnızca sana sevdalandım
seninle hayatta, aşkınla ayakta kaldım!..
Şaban AKTAŞ
12.10.2016
12 Ekim 2016 ·
FLORA GARDEN
rahat geniş bir hol
aydınlık pencereler
deniz manzaralı
bir de paran varsa
ikram alabildiğine bol
pastalar kurabiyeler
börekler çörekler
açık büfe yemekler
gel keyfim gel,
ye ye beslen
insan tatilden ne bekler
zenginliğe heveslen!..
Şaban AKTAŞ
12.10.2016