Dileğim, düşme sakın sevdasal tutkulara,
Yazık, özlem sevdada kaderce,
Düşme coşkun sevda sellerine,
Dön, ulaşılmazlığından sevgilinin, erce.
Hani, kavuşmayanların sevdası yüreğinde,
Yangınlarında külhanca alev,
Ağlar, sağanak, yanaklarında,
Basılır bağrına kor bir kav.
Hiç düşünür müsün kuytularında köşenin,
İçime akıttığım kaynarca selleri,
Hiç düşündün mü, kalbim kırık kadere,
Vedaca salladığım elleri.
Yaşanmamış bir yaşam yaşamışım,
Yaşanmamış onsuz geçen her an,
Sanki zindanların en ücra köşesinde,
Sensiz geçen zaman.
Hıçkırıklarımda boğulurca,
Düğümlenir boğazımda beyitler,
Sessizliği özlersin, Cehenneminde özlemin,
Ayrılık Azrail’inin ardınca gider,
Hiç lavlarını gördün mü volkanların, bilmem,
Metrelerce yükselir ya göklere,
Gönlündeki sevdasal volkanlar patlar da,
Acınır, hiç olan sevdasal emeklere.
Dileğim, çöz kelepçeleri ellerimden,
Ayaklarımdan al palangaları,
Giymem gelinliğinden başka kefen yerine,
Yetmez, çekeyim acının bu kadarı.
Çiçeklerle tarif edemem,
Evren yetmez,
Sen, kalbime bedelsin,
Yetişmez senin tasvirine sözcükler ne mümkün,
Cennet desem, ne dersin?

08.Mayıs.2008 22.25