GEDELMA ÇINARI


Havasını, suyunu, toprağını
Sevmeli ki yüzü gülsün
Uzasın ömrü ağacın
Tutsun göğü dalları,
Yoksa kurur kalır...


Bize benzer ağaçlar
Farkı var ise tek
Ağaç adım atamaz
Gelene söyler derdini
Uzaktakilere anlatamaz;
Bir dağ başı yalnızlığı
Halini kim bilecek?!


’Duvarı nem yıkar, insanı gam’
Her türlü üzünçten
Dedikodu, dertten uzak
Uzun ömür dileyen kişi
İster anam ister babam
Ninem, dedem gibi
Ulu ağaçlarca göçmesin
Yerinde kalsın agam!


’Kaba ağaç dalıyla gürler’
Yaz günleri efil efil
Dallarına kuşlar konar
Salıncaklarda çocuklar
Yeter artar bize gölgesi!..


Yalnız anılar değil
Miladı var; İki Bin yıllık
Dibinde gürül gürül
Billur gibi tertemiz
Hayat dolu bir pınar
İsa Peygamber ile yaşıt
Gedelma’da gördüğüm çınar!


Hey gidi ulu çınar
Elden ekmek su aramaz
Yirmi kişi birleşse el ele
Gövdesini saramaz,
Yalnız sarmaşıklar sarar
Havası, suyu, toprağı
Yaylanın (?)
Ele değil, kendine yarar?!


Şaban Aktaş
22.09.2017

Fotoğraf: Şaban AKTAŞ
(2000 yıllık anıt ağaç Gedelma Çınarı)


PORSELEN TABAK


Ah anam ah
Yıllar önce Karadeniz’de
Samsun’da Rus Pazarı’ndan
Porselen tabaklar almıştım sana
Ucuz, sağlam, güzeldi
O tabaklardan biri
Seni anımsattı bana!


Dün akşam babama
Çorba götürmüştüm
Kelle paça
Küçük bir tencere,
Kardeşim de bir tabak
Kendi pişirdiğinden verdi
Taze böğrülce;
O tabak, işte bu tabak
Yıkandıktan sonra
Bulaşık makinasında
Elime geçti yine bu sabah!


Beyaz zeminde gül deseni
Desene yüzündeki çiçeklerden
Güllerden anımsadım seni
Otuzdokuz yıllık porselen tabak
Neler anlatıyor, dinle beni!


Ah anam ah; uyan da bir bak!
Yine geldin
Dayandın ümiğime
Tıkandı boğazım
Anlatamaz yokluğunu
Başka hiçbir kelime;
Acıların da tadına tuzuna
Yemeden içmeden
Gözyaşıyla mı bakmak lâzım?


Şaban AKTAŞ
23.09.2017 - 12.48




DAĞLARIN OĞLU


Bir yıl d/oluyor;
Bir yılda neler oluyor
"İnsanlar plân yapar
Tanrı buna gülermiş!’


Yel gibi esip geçiyoruz
"Doğada ol,
Yüz yıl yaşa
Yüz yıl öğren!"


Bu işte bir yanlışlık var
Boşa koy dolmaz
Doluya koy almaz;
Yoksa aciz miyiz
Boşuna ömür biçip
Azraili es mi geçiyoruz?!


Ölmeyecek gibi yaşa
Her an ölümü bekle
Yoksa yaşamın tadı yok
Dağları tanımayan
Rüzgâr olup esmemiş
Torosları gezmemiş
Duman duman
Savrulmamış bir yürekle!...


Şaban Aktaş
22.09.2017 - 14.26

KÂLP KÂLBE!


Silinir mi dersin aşk da zamanla
Silgi nasıl girsin kâlbe be gülüm
’Git!’ desem de sana,"Kal be kal!’ anla
Yaşarız kâlbimde kâlp kâlbe gülüm


Mutlu gördüm seni, sen hep mutlu kal
Dünya batsa bile, sen umutlu kal
Çık kâlpten, düşe gir, çok boyutlu kal
K/âlp dağları gibi k/âlp k/âlbe gülüm


Günlerce yüzümü dönüp bakmasam
Gözlerinde yanıp yanıp akmasam
Dert edip kafaya beni takma sen
Yalnızca kâlpte kal, kâlp kâlbe gülüm!


Balkonuna gelip bir kuş konarsa
Kuş gözünde kâlbim seni anarsa
Andıkça hep seni içten yanarsa
Alırsan canımı, sen al be gülüm!


Neyim var neyim yok ise senindir
Gökte ayla güneş hepsi senindir
Suya düşen gümüş tepsi senindir
Her şey kâlpten sana helâl be gülüm!


Dert etme hiç yaşını başını
Yaşa dört mevsimi, yazı, kışını
Yazarsın kâlbime her bakışını
Kalırsan yazımda sen kal be gülüm!


Ben silemem seni, kolaysa sen sil
Kâlp kâlbe kavga yok, araya sen gir
Sen kâlbin gülüsün, gülüşü sendir
Kâlp ele gelir mi, gel al be gülüm!


Şaban Aktaş
22.09.2017 - 09. 19





ÖZ İLE SÖZ


Devrimcilik, milliyetçilik
Söz ile kolay,
Öz ile zor bir iştir
Her söze inanma
Her devrimciyim
Milliyetçiyim,
Türküm, Kürtüm
Lazım Çerkezim
Müslümanım diyeni
Kendin gibi sanıp,
Kardeşin bile olsa
Çene yapanlara kanma!


Neleri var aramızda
Yüzüne güler
Ardından ananı beller
Atınca kül bırakmaz
Çeneyle susturur herkesi
Oysa anası babası
Yalnız cebi ile para kesesi!


Yiğitlik, mertlik vurmakla
Cömertlik, ağalık vermekle,
İnsanlık, onur, erdem
Kimseyi horlamadan
Karıncayı bile ezmeden,
İnanç için zorlamadan
Herkesi eşit görmekle,
Uzun lâfın kısası
Ata gibi olmakla mümkün!


Yalnız söz ile devrimcilik
Laiklik, milliyetçilik
Körü körüne
Anlamadan ibadet ile
Yok Hak’kın nezdinde
İtibarlı bir hükmün;
İnsanlığa karşı görevini
Yerine getirme/din
Borcunu ödeme/din;
Kuru kuruya din
Ne müslüman olur senden
Ne de gerçek mümin?!


Şaban AKTAŞ
23.09.2017 - 16.33











Kapadokya’da boz renkli duvarları
rengarenk boyayan ve güzel resimler yapan sanatçı Arzu hanım için
Şaban AKTAŞ dedi ki:
23 Eylül 2017, 11:35


DÜŞ/ÜNÜN!

Düşler boy atsın
Arzu hanımın düşleri
Gökte uçan balonlar
Rengini onların
Gökkuşağı gibi
Düşlerimize katıp
Boyayıp boyatsın!


Her kim ki düş kurar
Ölümsüzdür onlar
Düşler içinde yatsın!


Şaban AKTAŞ
23.09.2017 – 11.33