1
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1671
Okunma
bir dağ adın bilinmeyen
atlarım binicisiz dönüyor
bir çiçek ellerin
gelin teli inceliğinde
bir gül azra iklimlerden
çevir şarabımı gül suyuna
ağaçlar ölümsüz bedenin
kah bereketli nar kah incir rahiyası
bir mitostun sevgilim içimin bağışlanmamış minyatür yazmalarında
tahtından indirilip kentten sürülen krallar gibi sevdik bu görkemi
sen bende ben sende
yasalar koyardın kutsal sular ve sayılar üzerine
dağların tepesine çileci zahitler
dağların ardında devler yaşardı
biz bilmezdik
kafdağı masalıydı bu sevda ah sevgilim
kıyılarını kimselerin görmediği
abıhayatı arıyorduk seninle
zümrüdüanka kuşu küllerini yakmış
mahrem sularda bir şemsi olmalı insanın bir gazeli
dağların doruğunda kırmızı sülfür misali duruyor suretin
sidre ağacının yemişlerini sunuyorsun bir gece vakti
yasaklanmışız ağaç perilerine kararmış remil
kutsal sularda günahlarından arınmış bahar çiçeği
yaşam ağacı türküsünü özgürce söylüyor
bir güneş doğdu kaf dağının ardından adı şems
abıhayat pınarının başında durmuşuz
şahmaran rüyalardan uyanıyoruz
kutsal bir nehre attım başımdaki altın tacı
gök babamdı yer anam
tufanlar seçtik yaradılış efsanesinden
yedi bin dilde konuşuyor bir okyanusta damlaya dönüşüyorduk
sana yeni bir gökyüzü getireceğim
yakut kırmızısı tunçtan
inci beyazı aşklar hiç kirletilmemiş
gelemem sidre ağacının çağrısına
kaf dağının ardında yedi deniz var
boynumun vebalinde yakıcı sülfür ateşi
pınarlar başında ölümsüzlüğü arayan gılgamıştık
yaşam ağacını bekleyen düş yolcularıydık
mutsuzlar bahçesi kaf dağının ardında
sana yeni bir yeryüzü getireceğim
Mahrem sularda bir şemsi olmalı insanın gülümseyen bir masalı
Ömriye KARATAŞ
09.09.2017
5.0
100% (1)