19
Yorum
25
Beğeni
4,9
Puan
1880
Okunma

Ne olurdu sanki....
Hüzün yüklü bir Eylül akşamında
O ıssız sahil beldesinde...
Ve yine o köhnemiş salaş kafe de,
Bir başıma olabilseydim ..!
Hani şöyle..
Sessizce oturup ta bir köşeye
İnce belli bir bardakta,
Bir de çay olsaydı elimde
Tavşan kanı gibi..!
Yudumlasaydım,aheste aheste
Ve..
Çığlık çığlığa bağrışan
Martılar gibi..
Köpüklü dalgaların kıvrımlarında,
Ben de dalıp gitseydim,çoook çok uzaklara..!
Sonra..
Yaslanıpta ardıma,
Doya doya seyretseydim;
O engin maviliklerin,
Gelinliklerini giymiş beyaz bulutları
Büyük bir ihtirasla, usul usul kollarına alışını..
Sanki içimde..
Huzurla hüzünün vedalaşması,
İnce bir sazın,denizde ki aksisedası vardı
Bu Eylül akşamında..
Ve benim...
Bulutlarla sevişen ,o kızıl güneşin
Ege´nin mavisini..
Acımasızca..
Nasıl da
Cehennem’e çevirişini..
İçim ürpere ürpere de olsa
Seyretmekte te vardı
Hayallerimde..
Huzur hüzün ve hasretim bir arada
Bir Eylül akşamında..
Karaburun´da..!
20.05.2014 / Berlin
5.0
89% (17)
4.0
11% (2)