Çok şey var anlatacağım sana sessiz sedasız
Sen gözüne vurunca ışık
Doğan güneşi selamlarken
Ben dökülünce karanlık yıldızlar yeryüzüne
Ayı okşayacagım nasır tutan avuçlarımla
Çiçekler yazacağım sana taa buralardan
Gökyüzünü öpecegim sonra
Dönüp dolaşıp belki gelirde gözlerini bulursa diye
Çok gözyaşı var içimde
İçime zor atıp dışıma dökmek istemediğim
Bir gül kopacak dalından ve ben sen diye koklayacagim onu günler boyu
Geceler boyu hülyalarımda dolaşacaksın
Benim yüreğim vuslat diye çarparken yine benim ellerim dokunacakken sakallarına vazgeçecekler
Seven sevdiği için sevdiğinden geçecek
Çok şey susacağım sana
Ses çıkmayacak kelimeler olmayacak ama
Konuşacağım seninle
Özlemim aşacakken bedenimi dizginleyecek gurur denen duygu sevda deryalarını
Bir engel gibi çarpacak
Deli çağlayanlar misali boğacak beni
Sensiz senin sevda deryalarında boğulacağım
Sonsuz bir aksamuzeri tan yeri bulanırken alacakaranlığın siyah renklerine
Sen düşeceksin bir cemre misali
Önce yüreğime sonra aklıma
Özleneceksin...
Ardından iki satır şiir olacaksın belkide
Kalemimin mürekkebinden aheste aheste akarken gözyaşlarım yoldaş olacaklar sana
Başka bir yerimiz olmadığı için mısralarda buluşacagız sadece
Sana orada sarılacağım
Zarifoglu da söylüyor ya hani
"Sarılmadan sevdim seni" diye
Öyle sevdim seni ben.
Sarılmadan sessiz sedasız...