Seninle karşılaşmak;
Bir mucizeydi, hiç olmayacak olanından
Hani birdenbire yagmur yagmadan kopan fırtına...
Engellenemez girdaba cekilendi vakit.
Sabırsız ve öylesine arsız...
Ve ölesiye bitmesi istenmeyen arzu
Arzulara sığmayan suçlar
Ve cezası bitmeyen...
henūz bedeli ödenmemiş gūnahlardı
yarım kalan sevdalar.
Bir mucizeydi; olmayacakları oldurmak.

Seni kaybetmekse; sıratın karanlık ipleriydi
Yağlı urganlar gibi boyna dolanan.
Darağacında sallandırırdı dūşleri...
Dūşlerin bembeyaz çiçek bahcelerinde
Kokusunu zemheri ayazı alırdı.
İncecik bir çizgiydi ūstūnde yūrūnen
Yokluğunda şiddetlenen dūşūş...
Hayatın cekilip gìtmesiydi ayrılık denen...
Umutları yatırmak bir idam sehpasına ve
Ilmeği kendi geçirmek gibiydi ince boğaza.
İşkence odalarında inadına gūlūmsemek celladına....
Hatta;
Acıları dindirecek diye aşık olmakdı celladına.

Ben suçluydum; sana mahkum dualarım vardı...
Sen suçluydun; masumluğuna inandığındı aşk...
Biz suçluyduk...
Bileklerimiz kör bir sevdaya kelepceli
Yūrūdūk yağlı urgana
Sivri dişleriyle gūlūyordu;
Aşkımızı idama götūren kapital sūrtūk
Sandalyeye tekmelerle vururken biz....

NOGAYTŪRK