3
Yorum
6
Beğeni
0,0
Puan
1372
Okunma

Bir beyaz gül için neler vermezdim
Yağmur dolu vurmuş dallar gibiyim
Ömrümü sevdayla yoluna serdim
Gürül gürül akan seller gibiyim
Gezdiğ’miz yerleri sayarım yazık
Gülmez kara bahtım yâr bağrım ezik
Sazım düzen tutmaz, ayarım bozuk
Göğsünde kırılmış teller gibiyim
Gayrı dokunmayın teline gelin
Gelin olmuş gurbeteline gelin
Estikçe kavuran yeline gelin
Ateşten savrulan küller gibiyim
Mor dağlardan esen yeller sepserin
Erimiş kar suyu sevdam tertemiz
Gönlüm dolup taşan bir derya deniz
Akdenize düşen güller gibiyim
Şaban AKTAS
14.07.2017 - 09.17
GÜL UYDUSU
Çelikten bir zırh bürünür
Zaman zaman sessizliğim
Kurşun atsan işlemez
Sanırsın ki artık ben
Kör, sağır, dilsiz birisiyim
Hal böyleyken
Düşlerinde sensizliğin
Yedi kat gökten paraşütle
atlamış gib s/üzülürüm
Bir kuyruklu yıldız gibi hüzünlü
Yüreğim Soyuz bilmem kaç
Gül uydusu,
Bir roket gibi güdümlü
Kız/ıl Gezegen’e uçar gibiyim...
Git gide çoğalıyor yıldızlar
Tarifsiz hüzünler içinde yalnız
Yalıtımsız yanan tenim
Yalım yalım sevda sızlar...
Yansın boşver, bitti bitecek
Varsa yeni düş ver
Haydi düş önüme, düşüver
Zaman tünelinde
Samanyolu’ndan bir gülüş ver!
Şaban AKTAŞ
14.08.2017 - 11.47
SENİ GÖRMEZ İSEM RASTGİTMEZ İŞİM
Seni görmez isem rastgitmez işim
Döner döner gelir bakarım sana
Ben seni öyle bir uçuk sevmişim
Her görüşte türkü yakarım sana
Bir gülüşün alır aklımı baştan
Uçurumlar çiçek açmaz mı taştan
Sarp boğazda bir yel eser yamaçtan
Dağ ceylanı gibi bakarım sana
Çiçekler gövdene dal dal sarmaşık
Döndü yine başım aklım karmaşık
Yüzüne çılgınca vurgun bu âşık
Her çiçekten çelenk takarım sana
Asmaların taze sürgün yaprağı
Dal dal kol uzatmış ağmış yukarı
Baktıkça bastırır gönül efkarı
Sevda seli olur akarım sana
Asmalar ağarken sarmasık dala
Ben de el uzattım tomurcuk güle
Dönmez mi bir daha gülüm bu ele
Hasret yağmur şimşek çakar insana
Şaban Aktaş
14.08.2017 - 20.41
YANLIŞ KUL/VAR?!
Çağdaş Türkiye diyoruz; tamam
Bağımsızlık ve özgürlük; tamam
Güçlü üretim, modern tarım
Çağdaş eğitim öğretim,
Milli ekonomi, o da tamam
Milli birlik beraberlik;
Bu da tamam
Barış demokrasi, eşitlik,
Özgürlük yok ama,
Diyelim ki tamam;
Gel gör ki küçücük bir ilçede
Neredeyse Elliye yakın cami
Bir o kadar da imam;
Varsayalım ki dolup taşıyor
Hepsi günde beş vakit zınga zınk
Kalabalığı cemaatin
Camilerin kapısından aşıyor
Diyeceğim ki ona da
O zaman o da tamam;
Yok kardeşim yok,
Bu kullara derdimi ben
İstesem de bir türlü anlatamam;
Söyleyin, bu ilçede kaç tane okul var,
Kesinlikle yanlış yürüdüğünüz kulvar,
Arapça’dan başka ne okurlar
Ne öğretirler üretim için bunlar?!
Oysa gerçek anlamda din,
Tanrı’ya yüreğinde varıştır derin
En saf, en temiz,
Yalansız ve yalın
Huşu içinde
Gürültü patırtı etmeksizin
Gıptayla sessizce
Bir yalvarış, bir yakarıştır
O her yerde, her an
Hazır ve nazır,
Sen istediğin kadar birbiriyle
İmamların nef(e)sini
Minarelerin boylarını yarıştır!..
Kimse hakkını yemesin
Alınteri dökmeden
Üretmeden, bir diğerinin
"Su kullananın, toprak işleyenin"
At, binenin olmalı, iş bilenin
Yoksa sonu gelmez
Yoksulluk ile çekilen çilenin!
Şaban AKTAŞ
14.08.2017
Bir elin nesi var, iki elin sesi var
Ellerini açıp baksan baksan
Aşkla seven iki insan
Bir an/ne nefesi var!
Şaban AKTAŞ
15.08.2017 - 08.04
KISA ŞİİR
Beyni ısınan telefon
Ne diye surat ediyor;
-Kapat gayrı, son!
İnsan beyni de işte
Aynen böyle kızar,
O öfkeyle kalkar
Kısa şiir yazar!
Şaban Aktaş
13.08.2017 04.15