0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
2108
Okunma

BEN GELİNCİKLERİ GÜL DİYE SEVDİM
Işk olmasa yüzün kandile düşmez
Gönlümü pervane bil diye sevdim
Aşk olmasa hüzün mendile düşmez
Gönlümü divane bil diye sevdim
Ne yanarsa yansın kokusu tüter
Buram buram hasret yankısı tüter
Elâ gözünün bir bakışı yeter
Yandıkça gönlümü kül diye sevdim
Bir kız yürür gider yokuş yukarı
Adım atar erir dağların karı
Damar damar bürür gönül efkârı
Seni dağda yaban gül diye sevdim
Seherde bülbülün şakısı gelir
Yelinde gülünün kokusu gelir
El alemin düğün okusu gelir
Ben gelincikleri gül diye sevdim
Şaban AKTAŞ
29.07.2017 - 2017 - 12.55
Fotoğraf: Şaban AKTAŞ
İKİ GÖNÜL BİR MASADA
İki gönül bir masada, kader kıvanç ve tasada
Para olsa olmasa da, gönüller bir olsa yeter!
Dökülürken dilden sevi, kâlpler sanki huzurevi
İki ayrı paslı çivi, bir araya gelse yeter!
Masa üstü çatal bıçak, sarılsa yâr kucak kucak
Yudum yudum, sıcak sıcak; aşk kadehe dolsa yeter!
Dünya başka işin mi var, sevilecek eşin mi var
Aşktan başka düşün mü var; dost yüzünü gülse yeter!
Şaban AKTAŞ
27.07.2017 - 09.41
HASRET BENİ GÜNDEN GÜNE TÜKETTİ
Hasret beni günden güne tüketti
Eritti içimi yedi bitirdi
Dert oldu içime yiyip içtiğim
Akıttı gözümden yaşlar getirdi
Düğüm düğüm oldu yediğim lokma
Bakma sevdiceğim gözüme bakma
Tuz atıp içime özümü yakma
Gözyaşını gözle kaşlar getirdi
Aşk başa borç yükü dertler açıyor
Her gün yeni sayfa defter açıyor
Kâlbim yaprak yaprak sana uçuyor
Seni bal/konuma kuşlar getirdi
On kalemim on da mendilim olsa
Yetmez ki bu derde bin dilim olsa
Neyleyim ben yaşı sevgilim olsa
Aşk başa akılsız düşler getirdi
Bugün derin vurdu başımda ağrı
Yok ki dineceği gülümden ayrı
Kalmadı Aktaş’ın kendine hay’rı
Aşk başa dikili taşlar getirdi
Şaban AKTAŞ
27.07.2017 - 06.51
GÖZÜN GÖNÜL BURCUM OLSUN!
Gözün gönül burcum olsun, kirpiklerin harcım olsun
Gel kâlbime bir yuva kur, sana bir can borcum olsun
Bu kâlp sensiz kaynar kazan, bir yan bahar bir hazan,
Kalem kalem derdim yazan, kaşa kelâm borcum olsun!
Yolunda açan çiçekten, dalına konan böcekten
Arı dilinde petekten, süzülen bal borcum olsun!
Gönlüm iki dağ arası, sağı solu bağ arası
Sevdayla bir çay arası, canım benim borcum olsun!
Canım benim doyamam ki, bu can senin kıyamam ki
Var isem yok sayamam ki, sana bir can borcum olsun!
Şaban Aktaş
28.07.2017 ’ 17.27
Ne çok şey karışıyor;
hoşaf!
Ne çok şey birikiyor;
pasaf! Ne çok kutsal ki/
tabumuz var; musaf,
Ne çabuk geçiyor ömür; el insaf!
Şaban AKTAŞ
ARI GİBİ
Arı bizim için mi yapar balı,
Ya şu kiraz
Arı için mi çiçeklendi
Meyveye durdu dalı
Düşününce biraz
Hayatta her şey
Zincirleme birbirine bağlı...
Birisini kopar
Halka halka
Kıyamet kopar;
Bütünüyle sev hayatı!
Her kim ki peteğinden bal
Çiçeğinden dal keser
Çomak sokar kovana
Tepesinde bulur arıları;
İnsan da evi gibi doğayı
Arı gibi sahiplenip
Arı gibi korumalı!..
Unutma bir de
Bal yapmaz eşekarıları var
Onlar hep hazıra konar
Yok mu böyle içimizde
Hep zırıltı yapan
Üretileni kapan hazırcılar?!
Soruya cevap
Hazırcıl/ arı baştan atıp
Yoketmek sevap!
Şaban Aktaş
28.07.2017 - 10.20
TEMİZLİK HAREKATI
Yoksa kokardık mahallede
Yolda sokakta
Evimizin içinde pislikten;
İyi ki çöplük var,
Bir de çöplüğü temizleyenler!..
Neden kokuştu bu düzen;
Büyükbaşlar yüzünden
Onlar değil mi çalıp çırpan
Yiyip içen, sıçıp geçen,
Pisliğini cebinde gizleyenler?!
Vallahi çok iğrençsiniz beyler!..
Şaban Aktaş
26.07.2017 - 16.12
GÜLÜMSEYEN ESİNTİLER :)
YEDİ DELİKLİ TOKMAK
Her yer beton
Su nereden aksın,
Ya karıncalar
nereye gidecek
olduğu yerden,
Kanat mı taksın
hepsi birden?!
Adem olan Adem;
Çamurluğu bıraksın,
Kaç deliği var
Önce kendine baksın!
Anlamadıysan
Aynaya bak;
Kapat önce bir deliğini
İki, üç, derken
Yediye kadar yolun var
Eksozu da tıka
Ardından ey İstanbul (!?) :)
Hem yağmurun
Hem dolun var!..
"Yedi delikli tokmak
Bunu bilmeyen ahmak!"
Böyle işte istanbul
Deliksiz uykuya yatıp
Delik deşik kalkmak!..
Şaban Aktaş
28.07.2017 - 08.20
EKSANTİRİK BİRİSİ
Şöyle böyle değil
A’dan Z’ye anlıyorum
Halet-i ruhiyeni
Hırçınlığın kaynağı
Sevgisizlik, ilgisizlik;
Duygu düşünceler
Senin için daha yeni
Benim için eskimiş
Elma armut hikayesi?!
Bağışlayabilirdim seni
Fakat çocuk değilsin, bir
Çocuğu geçtik
Torun sahibi birinin
Dediğini demesi
Sevgisizlikten öte
Seviyesizlik; bu iki
Bir olur, iki olur
Üçüncüsü .(ç)..ok olur!
Sildim gitti seni
Bundan böyle artık
Seviyeni iyi bil;
Hiç kimsenin gönlü
Yumurta çiftliği değil;
Kendine folluk ara
Bereket bolluk ara
Vere vere kalmadı
Yüreciğim çok fukara!
Şaban Aktaş
28.07.2017
OKKAN KAÇ SENİN?!
Ne okkalı küfürler vardır bizde
Haketmese bazıları
Söylenmezdi bu sözler!
Akşam akşam kızdım yine
Gel sen beni durduk yerden
Harman dönerken
Öküz dürter gibi dürtükle;
Akıllı mantıklı davranıp
Başa mı çıkılır
Haddini bilmez sürtükle?!
Yeri geldi mi ister istemez
Yüzüne olmasa bile
Öfkeyle içimden
Bastım gitti kalayı;
Cozuttu iyice
Bir o değil; ona benzer alayı!..
-Anamın ektiği değilsin
Babamın ... (d) iktiği değilsin
Tohumuna para mı saydım
Defol git başımdan;
Sana ebe değilim, gebe değilim
Parmağını emer bebe değilim
Ömrümce eğilmemiş bu baş
Önünde mi eğilsin?!
Şaban AKTAŞ
27.07.2017 - 22.26
BOYNUNU BÜKEN ARMUT
Sizi çok nazik bilirdim
Hiç de öyle değilsiniz;
Tam tersine hırçın
Kendini beğenmişin teki,
Annnem sağolsaydı
Okusaydı yazdıklarınızı;
Ne derdi peki
"Söyle bakalım sen şimdi
Ne zaman armut oldun da
büküyorsun boynunu?! "deyip
Bir cümlede keserdi
Sesinizi soluğunuzu;
Darılmaya, siteme
Hiç mi ama hiç
Zerre kadar hakkınız yok,
Saldırmanın alemi ne;
Onun için şimdi susunuz,
Siz değil başkaları söylesin
İyi, güzel, onurlu
Gerçek şair olduğunuzu!
Şaban AKTAŞ
27.07.2017- 18.34
Aşk diye bir gerçek elbette vardır
Binde birin bile hiç haberi yok
Ateştendir bağı, derde devadır
Yakınmış ırakmış öteberi yok
Ateşi diline dolar durursun
Her an hayâline dalar durursun
Avcundaymış gibi arar bulursun
Oysa gül yüzlü yâr çoktan beri yok
Şaban AKTAŞ
27.07.2017 - 14.07
GÖNÜL PENCERESİ AŞK TENCERESİ
Ateşini fazla yakma, dibi tutar tencerenin
Gözümü yolda bırakma, ahı tutar bir cerenin
Gözlerim bir çift pencere, özlemim gittiğin yere
Suyuna indiğin dere, peşindeyim bir cerenin!
Nakış nakış tüm aynalar, gül yüzünden aşk oyalar
En tatlı düşler rüyâlar, sana gönlünü verenin
O pencere bu pencere, açılır gittiğin yere
Işkına düşen pervane, aşk ateşten gül derenin
Şaban AKTAŞ
27. 07.2017 - 20.07
HATIR VE KATIR
Bilmezdim ben bu aşkın süreceğini bu kadar
Mutluluğa çalan mavi,
Gül yüzünde açan pembe
Bak bu çiçekler senin eski okul duvarından
Hani o eski günler nerde?!
Sen açar geçtiğin tüm yollar
Her ağacın dibinde ayrı bir hatıra,
Karanfiller, güller, yaseminler, begonviller...
Gidengelmez dağlarında bir ceylan
Geçit vermez sarp bir patika
Yazsam kederini çilesini aşkın,
Sığmaz yüzbin satıra...
Yüklesen yükünü inan taşıyamaz
dağlarda yılkı yüzünü bin katıra...
Şimdi ne okul kaldı ne de sen eski yerinde
Biliyorsun, acımasızca yıktılar (?)
Havuzlu bir park yaptılar yalnız
Dağlarda sönmez bir ateş yanar, yok dumanı
Aşk bu, çok derinde, ne dini var ne imanı...
Şaban Aktaş
29.07.2017 - 14.48
...
ERİTTİM NEFSİMİ, BEN SENDE BİTTİM
Erittim nefsimi, ben sende bittim
Gözünde közlendim gözüm kör ettim
Yakınken uzaktın, uzakken yakın
Sevdim dokunmadan ben benden geçtim
Aşk ne bir ejderha ne de bir öcü
Yok başka bir şeyde o çekim gücü
Dağları kül eyler çektiğim acı
Aşkla cehennemden cennete geçtim
Aşk kutsal kitapta On emir gibi
Yanıp küle dönen kor kömür gibi
Çelik suyun emen ham demir gibi
İçtim bengi sudan Kevser’den geçtim
Aşkla ateşten gül derenler gördüm
Hacı Bektaş Veli erenler gördüm
Bir taş deliğine girenler gördüm
El delikten geçti, ben serden geçtim
Ben ki aşkın ile güneşte yandım,
Ateşe sabredip küle dayandım
Gökte yıldız olup yere kayandım
Bir başka dünyada mahşerden geçtim
Ölenle ölünmez kalınır gayrı
Her şeyden bir hesap alınır gayrı
Parayla pul her şey sanılır gayrı
Ne var ne yok ise her şeyden geçtim
Şaban Aktaş
30.01.2017 - 09.01
SENİ BİLİRİM BİR DE BENİ EY YÂR
Seni bilirim bir de beni ey yâr
Bilmediğim elde belde işim ne
Tutmuşum el ile belin bir a yâr,
Esmediğin yelde belde işim ne?!
Gecenin içinde bir ateş dansı
Yok böyle kimsenin başka bir şansı
Sanırsın ay güneş göklerde valsi
Ay gerdanda aşkla, başka düşüm ne?!
Bir seni ben bildim, bir de ben beni,
Bir de sen beni bil, ben diye seni
Gömleğimde Ferhat&Şirin de/seni
Elin ateşiyle çölde düşüm ne?!
Her sabah seninle düşerim yola
Oturup yanyana yaslanıp kola
Sar beni can diye boynuna dola
Sensiz atlas ipek/ten ibrişim ne?!
Üç gün bir ömürlük yol macerası
Rüyâ gibi geçti her hatırası
Aktaşın gözünde bir aşk deryası
Ayrılık olmasa kanlı yaşım ne?!
Şaban Aktaş
30.07.2017
MONOELLO
karşılaşsam senin ile bir gün
silahım olsa bir de belimde
çeker vururdum tereddütsüz
bil ki ölümün benim elimde
dayanılacak yanın yok çünkü!
söyle bu dünyanın neyi yetmedi
muhterissin, alabildiğine bencil;
ele hayrın yok
kimse dünya malını alıp gitmedi
senin ken/dine bile hayrın yok!
eminim kıydım diye bir cana
günah değil sevap yazılır bana
çünkü bazıları yalnızca
en iyisi ya da en kötüsü
ibret-i âlem için gelir cihana?!
Şaban AKTAŞ
29.07.2017
HERCÜMERÇ
Öylesi güzel eşsiz
Cennet bir ülkedesin ki
Ki herkes gibi sende
Düşlerinle sanki
Tam bir kaos
Hercümerç içindesin...
Fazla dalma deri
Her bir anı hayatın
Ayrı bir anı
Bin yıl, onbin yıl
Tufan öncesi, sonrası,
Esas olan yaşadığın;
En dikkate değer yanı!
Bak şu aşınmış taşlar
İniş çıkış Kırkmerdiven
Her basmakta insan
Basarken kayar;
Kim bilir her taşta
Kaç milyon ayak izi var?!
Dibinde bin yıllık çınar
Ötesi deniz,
Ardında sıra sıra dağlar
Her gün batımında
Doğumunda ufuk/tan
Sır döker suya
Kan ağlar dokunmadan !..
Şaban Aktaş
29.07.2017 - 21.50
OTTOMAN?!?!
Kaleiçi’nde çarpardı bu kentin yüreği,
İnsan seli dolar taşardı sokaklar
Şimdi yaz ortası bomboş,
Ne yerli ne yabancı turist
Gelen giden olmayınca
Terkedilmiş, kapısında kilit,
Sürgülenip mühürlenmiş mekanlar...
Raflar bomboş gözleriyle yola bakıyor
Sokaklar yangın yeri, iflas kokuyor,
Neresi burası diye baktım
Görünüşü kocaman bir levha
Bahçe kapısında "Ottoman" yazıyor...
Eskiden bizim Apo vardı vardı burda
Akşamları demlenir, taze balık yerdik
Saz çalar türkü söylerdik, hey gidi hey
Ne günlerden ne günlere geldik,
Ne ağzımızın tadı kaldı ne cepte para
Ne arar isen, geri geri git;
Ramazan, Şaban, Re/cep’te ara (!)
Şaban AKTAŞ
29.07.2017 - 16.05
ANTALYA
...
CUMA HUTBESİ NİYETİNE...
ARI GİBİ
Arı bizim için mi yapar balı,
Ya şu kiraz
Arı için mi çiçeklendi
Meyveye durdu dalı
Düşününce biraz
Hayatta her şey
Zincirleme birbirine bağlı...
Birisini kopar
Halka halka
Kıyamet kopar;
Bütünüyle sev hayatı!
Her kim ki peteğinden bal
Çiçeğinden dal keser
Çomak sokar kovana
Tepesinde bulur arıları;
İnsan da evi gibi doğayı
Arı gibi sahiplenip
Arı gibi korumalı!..
Unutma bir de
Bal yapmaz eşekarıları var
Onlar hep hazıra konar
Yok mu böyle içimizde
Hep zırıltı yapan
Üretileni kapan hazırcılar?!
Soruya cevap
Hazırcıl/ arı baştan atıp
Yoketmek sevap!
Şaban Aktaş
28.07.2017 - 10.20