Ben...
Kime ne söylerim
Bilirim ki mahcubiyetim
ne kadar derin sefil ve sığ
bir halde kelam eden zadeyim

Yıllara sari
suskun melali
hapsetmek istemedim
Sinemde yaşadığım
ne kadar
silinmeyen kalmışsa
tutmak istemedim

Mümkün
olduğu kadar
edep ve nezaketi
içselleştirdim, kimseyle
bir yarış içine girmedim

Kendi halinde
ve miskin köşesinde
okumaya, araştırmaya,
anlamaya ve inandığı gibi
yaşamaya gayret gösteren bir fakirim

Yar...
Öl desem
Bilmem ki ölür müydün
Candan geçiren
sevgiye
nasıl itibar ederdin

Hak
mes’uliyeti nedir,
hakkıyla muhakemeyi
seçer miydin

Yoksa
hissiyatına kapılıp,
fedakarlık adına
akıl, vicdan ve iradeden
O an geçer miydin

Sevgiyi, sevdayı, aşkı
böyle hak
ve hukuku perdeleyen
gafletine mi girerdin

Akleden
bir kalp olmanın
ve yaratana
olan kulluk ihlasının şuur
ve erdemiyle
hak edilen cevabı mı verirdin

Allah’ın
taktir hakkı
El hak Sünnetullahtır,
vakti gelince
yargılaması muhakkaktır
kul ümit içinde olmalıdır,

Umudunu kaybeden
zaten kendinden
uzaklaşmıştır,
ruh, akıl, vicdan, dimağ,
irade bunun için vardır,
yoksa zafiyet gaflet
esaretine götüren afattır

Mustafa Cilasun