1
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
992
Okunma
Viraneliğin şehri bedenim acıyı acıtır kederim
Sirayeti çabucak hüznümün bir bilinmeze giderim
Sevdiğim yaktı yıktı beni,sözleriyle yüzdü derimi
Avare benliğim yüzdü boşluklarda buna hayat mı demeli
Bırakın ırak olun bu yüreğe,çekin can yakan ellerinizi
Bahçelerinize dikin dikenli kan kokan güllerinizi
Ne olur uzak edin kulağımdan yalan saçan dillerinizi
Aydınlığımdan ayırın karanlık akan gölgelerinizi
Deldi hücremi ateş,kül etti zikrimin kıymetsizliğini
Bozdu yalın gürültüler ebedi sanılan sessizliğini
Bir gece tüm duvarlar bağırdı yüzüme kimsesizliğimi
O an sebebiyle tanıştım tanıdım bu soğuk hissizliğimi
Yarıldı gök aktı sema ıstırabı yine dinmedi yangınımın
Durulmadı yaşlarım kurumadı kaynağı göz pınarlarımın
Bitmiyor hayallere dalışlarımla hüsrana uğrayışlarım
Huzur hissesini benimle kırışmalı hüzünle vedalaşmalıyım
Uçuruma giden hayatımın treni oturmalı artık raya
Yandım hatalarımla hamlık uzaklaştı ama kaldım yaya
Duruyor özümde deniz,gördüm mutluluk vuruyor kıyıya
Gülümsemeli zaman bana bir son olmalı bu ağlamaya
Dünyanın zehri kanıma bulaştı bu acı boyumu aştı
İblis bu yolda benimle dalaştı bütün rotalarım şaştı
Şeytanın yüzüme değdi ateşten saçları korktu kaçtı kaçları
Umutsuzluk en güçlü silahı onun kınından çıkardı kılıçları
Kalkanım dualarım bilirim yerinden kaldırır dağları
Bir umut hep yüreğimde hayatla koparmıyor bağları
Hüzün yüzümü düşürse de kaderin acı değil son sözü
Gece kaybolur güneş açar aydınlıkla dolar karanlık gökyüzü...
5.0
100% (1)