0
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
1063
Okunma

ŞİŞEDEKİ ŞİİR
Yalnız kaldım bu akşam
Kimle neyi paylaşsam
Vakit hayli geç; 01.28;
Oğlum Şaban karar ver
Kendine bir meşgale seç!
Şarap geldi aklıma
Üç yıl önce aldığım
Açıp, içmeden şişeyi
Mantarını tıkayıp
Kitaplıkta bıraktığım;
Yapılmamış ev ödevi
Okunmamış kitap gibi
Sürüncemede kalmış
Tozlanmış şişesi...
Elmalı Kızılbel
Siyah üzümden
Kırmızı sek Likya şarabı
Serinlettim önce biraz
Hava sıcak; mevsim yaz
Bir bardak doldurdum
Kokladım uzun uzun
Mahzen tüttü burnuma
Rutubetli loş
Baş döndürücü
Mestediyor
Bilmeyen anlamaz!
Ne kadar özlemişim
İçimi gayet hoş
Şiir gibi yudum yudum
Güzel bir tat
Keyif duydum...
Öyle dememiş mi şair
"Şarap, şişedeki şiirdir"
Yaşadığımı anladım;
Bana alkol yasak
Fakat bu şarap doğal
Güçlü bir antioksidan
Kan kırmızı tortusuz
Farkı yok adeta
Şıra gibi pekmezli
Bir büyük bardak sudan!
Mideye kesinlikle dokunmaz
"Haydi iç, iç!" dedim
Yoksa başka türlü
içimdeki şiir de okunmaz!..
Şaban AKTAŞ
19.07.2017 - 02.48
Fotoğraf: Şaban AKTAŞ
() Charles BAUDELAIRE
DOY(A)MADIM ?!
Bir kadeh dolusu
Lâl rengi şarap
Güllüdere’de gün batımı
Hasretim Kızılçukur
Göreme’de Aşk Vadisi
İçimin Derinkuyu’su
Dilimin Kaymaklı’sı
Gözlerin bir içim su
Güzel Atlar Ülkesi
En deli tay sensin
En güzel dolunay
Yüzünde gül doğrusu
Göğün iki penceresinde
Gün ile ay, ay ile gün
Ruhumuz ikiz derecesinde
Sen güneşten bir kadehsin
Karşılıklı oturuyoruz
Göz göze, kadehleri değil
Yüreğimizi tokuşturuyoruz
Derin ufkunda gecenin
Kıvılcımlı bir ateş dansı
Tutup birbirimizin b/elinden
En sıcak, en büyük aşkın
Yangınını tutuşturuyoruz
Gezdiğimiz o dağlarda
O volkanik kayalarda
Jeotermal göllerde, kıyılarda
Lâv çiçeklerini unutma,
Biliyor musun sensiz
Kaç kez geçtim o yollardan
Kaçıncı kez içtim
Hasretini yudum yudum,
İçimde kaynadın
Benimle gülüp oynadın
Aşk evrenimde işlemedik
Tek bir hücre koymadın
Ne çare ki imkânsız bir aşk bu
Sen bana, ben sana
Hiç ama hiç doy(a)madım
Bak günlerden bu gün
Gidişinin yirminci yıldönümü
Ay döndü, gün döndü
Sen bir türlü dönmedin
Yıldızlar kaydı yerinden
Dilek tutttum ke/derinden
Sönmez ateşler söndü
Çakmak çaktın gözlerinden
Sen bir türlü sönmedin...
Şaban AKTAŞ
19.07.2017
AŞK İNSANI DELİ EDER
Aşk insanı deli eder, eser bahar yeli gibi
Gülün gonca dalı eder, nazlı yârin eli gibi
Bedenim zehir küpüdür, özlemin kükrer köpürür
Dert beni alır götürür, bir diri bir ölü gibi
Elim ayağım dolaşır, derdim doruğa ulaşır
Gözüm koruğa bulaşır, asma üzüm dalı gibi
Neler çekti sor bu aşık, eli görmez kör bu aşık
Gözü gönlü gül sarmaşık, en dolaşık hali gibi
Bir ceylan ne ise osun, bastığın taş çimen yosun
Başın baş yastığım olsun, tenin ipek halı gibi
Gel unutma Aktaş’ını, dertlere sardın başını
Az mı döktü göz yaşını, gönlüm Sahra çölü gibi
Şaban AKTAŞ
19.07.2017 - 14.53
DÜŞ SARMALI
kaybolup hiç gitmedim ki
düşlerimin içindeyim
ve düşümde tek sen varsın
düşün sen de benim gibi
düşlerin hep beni sarsın!
...
Kaybolup da gitmedim ki
Bir kez olsun yitmedim ki
Düşlerimin içindeyim
Ben seni terketmedim ki?!
Düşün sen de benim gibi
Tenin sanki tenim gibi
Düşlerin hep beni sarsın
Kol kırılmış yenim gibi
Sahilde gezen şu serçe
Açsa yüreğini serse
İçinden seni seçerse
Düşün o kuş benim gibi
Canımsın iyi ki varsın
Tam gönlüme göre yârsin
Düşlerin düşümü sarsın
Ay gerdanda benim gibi!
Gül yanakta benin gibi!
Şaban Aktaş
18.07.2017- 08.07
İLKYAZ GEZİNTİSİ
Ah, sen yok musun, canım benim
Güneş yüzlü papatyam,
Sen ve ben
Geçtik diye Konya ovasından
Geçilmiyor baharla
Bozkırda çiçeklerin havasından
Gülşehir’de güller
Aynaya bakarcasına günebakanlar
Hepsinin de sana dönmüş yüzü
Gözün güneş, yürek yakan
Dört mevsimin dördü de bahar
Karışmış gecesiyle gündüzü
Dere boylarında söğüt ağaçları
Uçsuz bucaksız
Serpilmiş Kırkağaç kavunları
Serilmiş şeker pancarı
Adana karpuzları
Gel yine seyredelim omuz omuza
Nevşehir’de allı güllü
Üçetekli, yemenili, Türk gecesinde
Halay çeken genç kızları
Şaban Aktaş
19.07.2017 - 19.09
KÜLÜSTÜR
Dıştan boyalı süslü
Modeli çok düşük
Antika bu araba
1.Cihan harbinden
Tam külüstür!
Motor eski motor
Kasa eski kasa
Kaç kez şanzuman
Din/gil dağıtmış!
Çevir çevir boşuna
Marş basmıyor!
Sözde yeni kabine
Taze kan desen bile
Can gelmez
Bu motorun kâlbine!
Şaban AKTAŞ
19.07.2017 - 18.34
İSTANBUL YAĞMURU
Tavanı delinmiş, akıyorsa dam
Ne yapsın Hava’yla topraktan Adem
Zavallı biriyse, Allahlıksa tam
Felek cefasını başa yağdırır?!
Şaban Aktaş
19.07.2017 - 10.19
GEÇEN YILLAR
Ne çabuk geçiyor yıllar
Sanki daha dün gibi
Adım adım bitiyor yollar
Geçen ömür bir gün gibi?!
Ş.A.
DERİN ACI
Bana aşkı tarif etmeyin
A’dan Z’ye türlü türlü
Yaşadım aşkı çünkü,
Binbir çeşit darbe yedim
Keseri, çekici, külüngü,
Gül gönülsüz gittiği gün
Çektim acının büyüğünü;
Ben çekerim kime ne,
O günkü, dünkü, günkü
Murç gibi saplı sineme
En derini ..gül, kül’ünkü!
Şaban Aktaş
18.07.2017
Gülümseyen Esintiler
SU GİBİ ŞİİR
Kara kara düşünüp
Karyolada yata yata
Ne geçecek eline
Kalk iki adım at;
Toplan adam ol da
Yön ver hayata
Karakışı yazı var
Ayazı poyrazı var
Kar iken eriyip
Sel oldu yolda sular...
Şaban Aktaş
18.07.2017 - 17.11
.........
Gazeteci Oktay GÖNENSİN, 13. 07.2017 sabahı evinde ölü bulundu.
SESSİZ GİDİŞ
Habersizce dünyadan
Kimler çekip gitmiyor,
Çok çeken genç
Çektiren geç terkediyor,
Kiminin kimsesi yok
Kiminin hiç sesi yok
Yatış o yatış akşamdan
Sabahleyin nefesi yok,
Sen aydınlık meşalesi
Ateş olup sönensin
Közden küle dönensin
Kül deyince gönlünde
Erinç, erdem, bilgelik
Onur gülleri Gönensin?!
Şaban AKTAŞ
18.07.2017
YAĞMUR
Olsun olacak, kırılsın nacak
Yağ yağmur yağ
Sen siler süpürürsün ancak
İstanbul’da bu rantiyeci
Şantiyeci pisliği
Hiç kimseden gizlenmez
Başka türlü temizlenmez!
Şaban AKTAŞ
18.07.2017
Gerçek hüzün ölüm ile
ayrılığın sesinde...
Ayrılık talihsiz
ve tarifsiz bir yangın,
Ölüm siyah bir alıcıkuş
Herkesin ensesinde...
Ş.A. 16.34
BOŞ(K)ALAN YUVA
Uçup gittiler bu sabah
Yuvadaki yavru kuşlar
Anneleri son kez
Sevdi, öptü, kokladı
Son sözlerini söyledi
Cesaretlendirdi onları...
Yuvadan sıçrayıp yavrular
Balkon demirine uçtular
Seyrettiler uzun uzun
Geldikleri
Gidecekleri dünyayı
Gün boyunca görmedik
Akşam da dönmediler
Anlaşıldı artık
Gelmeyecekler geri
Kim bilir neredeler
Hangi dalda tüneyip
Nasıl geçirecekler geceyi?!
Kuş deyip geçmeyin
Öyle tatlı dilleri
Kumrusu, bülbül, sakası
Renkâhenk, cıvıl cıvıl
Hepsinin kendince ayrı
Ötüşürken, öpüşürken
Görmeye değer fiyakası...
..
Boş(k)alan yuvada hüzün
Seneye biri daha gelir
Yuvasını kurar yine
Belki yazın, belki güzün...
-II-
Bir şey daha diyecektim
Unutmuşum
Uçup gittikten sonra
Bir çift yavru kuşum
Anne dönüp geldi balkona
Masal gibi gelecek fakat
Balkon demirinden
Önce eğildi yere kadar
Selâm verdi dostça
Gayet mütevazi
Bir şeyler söyledi bana
Belki yuvadaki günler için,
Ben de bir şeyler dedim ona
Anladığım kadarıyla
"Şaban baba,
Yuva kurdum balkona
Evini meşgul ettik ama
Yavrularıma dokunmadın
Şükran borçluyuz sana;
Hakkını helâl et, dünya fani
Bugün varız, yarın yokuz
Yavrucuklar palazlandı
Uçup gittiler sonunda
Bir canımız var işte
Başka neyimiz var
Veren alır onu da
Tam uçarız dünyadan
Ölüm, uçan kuşun yolunda!"
Uçup gitti sonra
Kuşların da aklı var
Nasıl içten şükrandı yarab
Dünya yalnız bizim değil
Bizim değil bu mekan
Her canlının hakkı var!..
Şaban Aktaş
17.07.2017