3
Yorum
12
Beğeni
0,0
Puan
966
Okunma
tenimde parmakların nakş ediyorken
kanayan bir yaranın kabuklarını
nefesin nefesimde raks ediyorken
süni teneffüs soluklarıyla
sesine tutunup gecenin koynunda
kayıp sesimin peşi sıra
arşınlayarak fersah fersah
ölü bir kentin sokaklarında
kimliksiz eşkali belirsiz
suçlar düşürüyorum alın yazıma
di gel
şu uzun gecenin zemherisinden
köksüz dar ağacının çarmıhına gerilmeden
ayın ahı değip
yıldızları küstürmeden
gece günle barışıp aydınlanmadan
di gel
sarhoşluğundayken gecenin
büyüsü bozulmadan rengin
dibini bulmadan aydınlığın
tadındayken mayhoşluğun
ruhunda ruhum sessizce ağlıyorken
imlası bozuk kaçışlar yaşanıyordu
avuçlarına kalbimin kanı sızıyorken
sığındığım tüm imgeler
sağanak olup yağıyordu
yağmur yüklü bir buluttan
tufan öncesi,biliyorum
gelişlerine sığındığım
gidişlerine sustuğum
son demindeyken dokunuşların
esirikliğin histerisindeyken
lal bir zamanın
sualsiz sorgusuz terkedişiydi
genzi yakan son soluğun
toprak kokusuna bulanışı gibi...z.z.i.