Sakladığı batında göbek izi dururken
Dünden bugüne gelen insan dalmış deryaya
Her nefes inip kalkan göğse derin vururken
Gönle eder çobanlık ayak ardında yaya
Kucakta binbir ümit neler yığmaz dünyaya


Kuşların uçuştuğu yerde gözler seyirlik
Âlemde sabahlara çekiliyor itibar
Fâni, tedarik edip ruhta yapmazken dirlik
Akıl harbinden çıkıp adına takar ’kibar’
Sabrı yok sonsuzlukta yıkıp dökmede sakar


Durum kaygı verici ilişkiler hipnozlu
Koyar durmadan kural pehlivan güreşine
Erdem, bilgisi noksan rafı bir karış tozlu
Güçsüzden lokma kapan sokuyor gebeşine
Alenen tutuluyor kul yaylım ateşine


Kirpiklerden asılan gölgeler hâl içinde
Söğüt bahçelerinde ne fidanlar yatıyor
Solan hayatlar henüz değil yirmi üçünde
Gül rengi hayalleri ağyar pula satıyor
Kâbil’in çocukları cehalet kaynatıyor


Dünyayı sarmalamış yargısız hakimiyet
Duygular okunmuyor niyetlerse karanlık
Ehliyetsiz insanlar sözde kurmuş cemiyet
Beride sancı bitmez yetimde kuru kasık
Uykusunu bölüyor genzindeki hıçkırık


Gökyüzü sükûnette, yere âdem yetiyor
Gürültülü zihinde düşüncesi marazlı
Şeytanın seçkisiyle zulme hizmet ediyor
Seviyesinde düşük çirkinlikler palazlı
İnkârda başı çekip zarar veren ifrazlı


İhtiyaç var sahiden boşluk çekişmesinde
Tedirgin olanlara kusur kapatan delik
Lâkin yeter gül dalı hoşluk pekişmesinde
Bilgenin kitabında satır satır üstelik
Ziyaret edenlere anlatılır incelik...


Nezahat YILDIZ KAYA
27 hzrn’17