3
Yorum
4
Beğeni
0,0
Puan
1761
Okunma

YOĞURT
Yoğurt ne güzel besin
Oldukça besleyici
İster ayran ister cacık
Aklı olan herkes
Kaşık kaşık yesin
Yaz kış sürekli
Yandı içim demesin!
Yoğurt yiyip süt için
Kendinize ömür biçin
Her yönüyle yararlı
Hücreleri yeniliyor
Can geliyor; tam besin,
Yoğurt süt sevmeyen
Sayrı düşüp yeniliyor!..
Kırların havası tertemiz
Çayır çimen mis gibi
Semiriyor inek semiz
Olca bolca gıdası
İnekten süte geçiyor
Atalar eskidenberi
Yoğurt yiyor, süt içiyor...
Ne güzel bir nimetttir bu;
İlk yoğurdu Türk’ler buldu
Boncuk Nine’nin keş’fi
İnsanlığa büyük hizmet;
Boy boylasın, soy soylasın
Yoğurda doymasın nes’li;
Ye iç Boncuk Nine’ ye şükret!
Şaban Aktaş
26.05.2017
Açıklama: ’Olca’ sözcüğü öztürkçe olup ganimet anlamındadır.
Fotoğraf: Şaban AKTAŞ
KİLİT NOKTALARI
Zincire mi vurdular seni
Pranglandın mı
Kilitlediler mi bir zindana;
Sen misin zalimin önünde
Düğmelerini ilikleyen;
Oysa ilk hedefin kilit
Bir de seni kilitleyen!
Dağıtılınca kilit noktası
Ne prangası kalır ne pası
Özgürlük meşalesi
Aydınlık bir güneştir
Karanlığı yaran
Cesaret ana ile
Bilinçtir ümidi besleyen!
Özgürlük için savaşanın
Ne derdi kalır ne tasası;
Korkma zalimden
Savaşacaksın yılmaksızın
Bu bir varoluş yasası
Sakınma gözünü budaktan
Yoksa çıkış yok tuzaktan!...
Şaban Aktaş
26.05.2017
YÜREK YANGINI
Doruklarında yüksek dağların
Yıldırımlar, şimşekler
Ulu ağaçların başına düşer;
Ateş suyun içinde
Su ise ateşin içinde
Yanar durur çırasıyla
Özündeki reçine
Yağmur ateşe baskın gelince
Söner yürek yangını,
Dağ/başları sis duman
Yürekte yas güman
Gövdesi yanıp tutuşan
İçten oyuk bir ağaç
Tepeden tırnağa her haliyle
Gönüldeki yangına tercüman...
Şaban Aktaş
29.05.2017 - 12.23
SAVRULMALAR
Yalnızlığın elleri yok
Ayakları da yok
Öfke aniden patlar
Kaybolan istek
Enerji kinetik,
Yola düşen misket
Yuvarlanırsın,
Gidebildiğin yere kadar...
Ola ki bir çocuk seni bulur
Yeni bir dünyan olur
Elinden tutup
Kaldırır yerden
Ya da her önüne gelen
Ayrı bir tekme vurur
Bir dünya ki boşlukta
Oradan oraya savrulur...
Şaban AKTAŞ
29.05.2017
DÖRTLÜK
Kime nasıl söyliyeyim halımı
Sevda rüzgarları eğdi dalımı
Çaktı bir yıldırım yıkıldım kaldım
Esti fırtınalar yaktı yalımı
Şabana AKTAŞ
28.05.2017
DEVRİM
Adım başı araba
BMW, Mercedes
Volkswagen Man
Renault, Mazda
Fiat,Hyundai, Ford
Devrim nerede; yok!
Bugün için neyin var
Yarın hiçbiri yok;
Ekme, dikme; yapma
Tohum atma, al para
Ben vereyim diyor;
Ve millet boyun eğiyor!..
Kapitalizm işte bu
Kanını iliğini emen
Yarınları öldüren
Ülkeyi insafsızca
Kendi ağına düşürüp
Sömürgeye döndüren!..
İşbirlikçi burjuvaziden
Tekellerden
Tröstlerden
Ve onları koruyan
Ordu ile polisten
Kork halkım kork!..
Bir gün bütün millet
Tek yol devrim diyecek
Gerçekleştirip
Alnının teriyle
Devrimini yeniden
Kendi arabasına binecek!
Şaban Aktaş
30.05.2017
BÜYÜKŞEHİR
Kent dediğin böyle olacak
Altı mermer üstü mermer(!)
Yüksek yüksek binalar
Delecek göğü
Ayağına toz değmeyecek(!)
Toprak havasızlıktan
Bunalacak,
Ne kelebek ne karınca
Hava kararınca
Bahar akşamları erkenden
Bomboş kalacak sokaklar
Yere süt dökseler
Yalayıp içeceksin
Kediler ve köpekler gibi
Yerler tertemiz;
Bu kent nerede mi
Durun söyliyeyim hemen
Bir zamanlar hani
Gökten iğne düşse
Turist başına düşen yer;
Benim doğup büyüdüğüm
Attalos’un kurduğu kent
Antalya, Kalekapısı’ndan
Cumhuriyet Meydanı’na
Bir akşam yürüyün yeter!
Şaban Aktaş
29.05.2017
30 Mayıs 2017 Salı 14:44:06
İLKBAHAR GİBİSİN
Sarı, yeşil, morlu, engin ovalar
İlkbahar mevsimi sana benziyor
Ahlat ağaçları çiçek bürünmüş
Gelincikler kızıl kana benziyor
Bir günü bir güne uymaz bu mevsim
"Nedir bu hâl?" desem, duyulmaz sesim
Düşlerim rengârenk sen dolu resim
Tüm çiçekli dallar sana benziyor
Gelip geçen ömrün her günü sensin
Dalda çiçek bahar sürgünü sensin
Coşku, keder, dolu vurgunu sensin
Göğe uçan bulut sana benziyor
Şaban Aktaş
26.05.2017