0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
521
Okunma

Alıp...
Başımı giderim
Sualler çadırında açılır düşlerim
Titreten
bir ayaz var,
yabani hayvanlar gibiyim
Ben bilgisiz, tecrübesiz, tedbirsiz
böyle bir yola nasıl cür’et ederim
Demek ki
ölümle iç içeyim,
hayatta kalmak,
yaşamak için bulduğumu yerim
Sahi
ben şimdi
neredeyim, kuzeyi, güneyi,
batıyı, doğuyu öğrenmeden Şemsin,
Mah’ın anlattıklarını nasıl bilirim
Yar...
Ben gidiyorum gurbete
Sen kal
bahtında açacak ümitlerinle
Rızkı aramak
ve yaşamak için çalışmak
bize düşünce
Hasret, firkat, sabır, metanet,
hüzün ve hicran senin yüreğinde
Haydi
çık gel
desem de, yaban illeri
bir başka,
mecburiyet tercihinde
Köle ruhlu
oluyorsun böyle bir yerde,
dışlamak, ötekileştirmek
vardır fırsat ellerine geçince
Boş ver...
Hiç üzülme
Kederlenip başını
öne eğme
Nasıl
olsa ben
alıştım artık vefasızlığa
Sen yeter ki göçüp gittiğimde
beni güzel hatırla
Hiç
bir arzum
ve umudum
acı yaşatmasın sana bırak beni bana
Var...
Git sen yoluna
Beni beyhude yere yorma
Sen hala
bizzat kendin olmayınca
Hevesin,
hevan için
yaşıyor olman boşuna
Her bakımdan aklıselim olmak
yakışır adam olan insana
Her esintinin,
arzunun, beklentinin
girdabında yaşayana ibret sorulunca
Dalgın dalgın bakar uzaklara,
mecali kalmayacak bir gün nasıl olsa,
kudreti kalmayınca
İşte o zaman
nedamet duyar
yalnız kalınca, şer ve münkeri nefsi için
emanet ömrü hoyratça harcayınca
Mustafa Cilasun