Parıldayan bir geçmişin izlerinde
Cennetin cehenneminde
Cehennemin cennetinde
Boğulu kalmanın asılı halleriyle
Doğru kalmanın asılı düşüncesiyle
Yğınlar kayboldu gökyüzü ise tomurcuk
Kainattı yaratılan ve yaradılmak tuhaftı
Tuhaf alınan her nefes gibi
Kanıtı kanıtlayan ve kanıtlananmak ;ömürcük
Bir den küçük ile bir den büyük arası sayıların ezikliği
Birden küçük ile birden büyük arası yazıların eşitliği
Hilalle cenkleşen kalbinde
Hitabetle genişleyen serzüzeştinde
-"İstan"’la serleşen beyninde
İsyanla dertleşen kaderinde
Yğınınakla taştı doldu tükendi ama mürekkep
Sığınakla şaştı doldurdu tüketti ama bitap
Biat ve bidat arasında uçurumun ince çizgileri
Burasında yığın burası ak
Burasına sığın burasını yak
Geçmişin kaç İsa zinciri boynunda olacak
Geçmişin kaç Musa asası kollarında olacak
Olacak
Ama olmayacak eskisi kadar olacak
Ama diyecekler;gökdelenlerden düşenler
Olacak o kadar(!)
Olacak o kadar(!)
Sen tek yörüngen de sürülmüş Küçük’lüğün Voyvoda’sı
Sen oldum olası sevmedim Ne Prensi,Ne Kralı
Sen oldum olası sevmedin Ne veziri,Ne Padişahı
Ayıklandığın hayatından bil pirinç tanesi gibi sıyrılmayı
Sıyırmayı değil bunu unutma
Ayıklandığın hayatından bil pirinç tanesi gibi sıyrılmayı
Sıyırmayı değil bunu unutma
Yığınlarında aklar biriksin al kanların aktığı asil toprağında
Yaptıklarında aklar dizilsin il olanların sayıldığı zelil durağında
Sen sığın ve düş gör ;Gör ki gözleri hançerle kapanmış ümmetin
Üstünde ve üzerindeki cehennem kalksın...