20
Yorum
39
Beğeni
0,0
Puan
1727
Okunma

Nedir dünden kalan yerli yerinde
Savrulup gitmeler asrın belası
Yolcu farklı telaş aynı derinde
Duyguyu taşıyor yürek zulası
Kimini gam keder etmiş istimlak
Kiminin ömrüne sevinç müstehâk
Gönül mekanına eğlen de bir bak
Şimdiki mecnunun var mı leylası
Aşığın yurdunda bülbül atışır
Doruk sevdalanır etek tutuşur
Ruhun cumasına fani yetişir
Seyirlik dünyada bir çay molası
Çınar ki dalıyla yatkın niyaza
Hüznün renklerini sürdü ayaza
Leylekler misafir bahara yaza
Rüzgâra direnir ömrün kışlası
Gülşende gülüştü kusur kapatan
Gecenin düşünde gündüzdü yatan
İzahsız hisleri sineye atan
Sığınak limanda kalbin mevlası
Çiçekli basmada solmuş güzellik
Her ne hâl sebepse kalmadı bolluk
Vefanın adı var nefisler çöllük
Hayatın ortası çile tarlası
Hırsın tarafında çıkarlar kurnaz
Asılmış yüzlerde bin bir türlü naz
Öfkenin söküğü büyüyen yalaz
Gittikçe tükendi vicdan cilası
Çift kapılı hana gözler pencere
Çapına bakanın nazarı nere
Umudu hesaptan yok dere dere
Meşgule alınmış gönül yaylası
İdrake dar vakit akıllar şümul
Durgun çaylar şimdi akandan makbul
Âdemin sofrası öğütten yoksul
Ne lisanlar düzgün ne de imlası.
Nezahat YILDIZ KAYA