Ve martılar lanetli,
yunus balıkları kör,
körüne ıssız bir gecede.

Bir deniz var, mavi mi kan revan mı?
bu onun melodisi rüzgar uğultusu,
turuncu yüzünde mavi buharlaşıyor,
sessizce ağlamaya meyili dalgaları.

Kızılı üzerinde giyer, ama kan görmedim.
kanlı beyaz eldiven ve üstünü kimse,
aramadı ve namlular berrak damgalandı.

Herhangi bir kötülük görmedik belki,
şehirler kayıp,dumansız puslu sis içinde,
seher çiçekleri kül renginde cehennem.

Havada ıhlamur kokusu patates dolması,
zeytinyağlı bakla ve gamsız izliyorum,
maviye çalan turuncu renkteki mehtabı.

Herhangi kötülüğü okur gözlerim kızıl,
kefen giyerek balık tutuyor denizciler,
yunus balığı ve yüzgeçlerinde mor var.

Ve gürlüyor karşı altın rengi kumsallar,
yeşil şelalenin üzerinde aniden kara bulut,
ve etrafındaki insanlar ne anı ne gelecek.

Ne de şafak olduğunu düşünüyorum,
ama mavi en acıklı melodileri söylüyor,
adım güzel mavi sahilde ölü bir silüet.

Bir adım var ve bir adam köşe yazarı,
kayalık etrafında dolanır durur ve o’
gitti ve çok zengin bir adam o yeşil.

Hiçbir şey ispat edilememiş yanacak,
cehennem vardır onun yakıtı cennet,
fazla bilir kişi ile tespit edildi cinayetleri.

Şair ve dolunay hüzünle damla, erirken,
rıhtımda bir sırtına hançer, vuran,
yoldaşlar ve bu gizlilik ilkelerine aykırı.

Hain bıçak kör olan bir mavi bakışlı kadın,
tüm bunlar bilinen bir gerçektir ve değildir,
nerede kızıl aynı zamanda neşeli mi?Hiç.

Hiçlik güneş ışığına rakip mi geliyor?
kim katilim bilmiyorum, biliyor olabilirim,
ve son büyük ateş ve kalabalık matem.

Şair ıssız bir adam, tek bir şey sorar,
ve cevap yok hiçbir şey bilmiyor mavi,
ve soluk ismi izlediği, üzerindeki mehtap...



....