11
Yorum
6
Beğeni
0,0
Puan
1153
Okunma
bazen olur bu/
bir şiirin derinliğinden çıkıp
ıslak,
içeri girer göz perdelerinden
sÖz ki
artık hiçbir yerde
kendi kendine olamazsın
gelip seni bulur hiçlik..
bir bütünün diğer parçası
teninin terinde gezinen
bir deniz canlısı gibi
hünerli ilerler gerdanına doğru
şayet bahsediyor olabilseydik
birşeylerden
ve en çok çiçeklerden mesela
kardelen derdim sana/
sadece sana...
ne yana dönsem karşımda olan
ve g-özlerimi içine alan
soğuk,
bir o kadar meyilli erimeye
odalardan odalara düşündüm bunu
aldırmadan dağınıklığına saçlarının
odalar boyu...
yapabileceğim en son şeydi;
daldırıp ellerimi boşluğuna
kaygan zeminlerinden inerek
ıslak
b-akmayı umarak pembesine/
yastığının ki
derinlerine gömüyorum gözlerimi..
ne mi oluyor?
bir düş/düşüş yaşıyor
ve taşıyor ırmaklarım
hiç bilemediğim
bir zamAna doğru..
bazen olur bu..
tuhaf sesler çıkar,
göğüs kafesinden
kurtulur kuşlar
ve büyür gözlerinde
çekerek anı kendine
hiç gitmediğin yerlerden
dönmek için
ve en çok da
çıkarmak için ellerini
ruju kırmızıya kesik
a/kan sağanağın
pencere pervazlarında
uyandırdığı hasretler yayılır
günaydınlara gebe ki
en son damla
can suyu olur
tıpkı burada/arada
kalanlarımız gibi..
zaman onca gölge taşırken sırtında
bir bir çizerken tırnaksız
gözaltı torbalarına saklanan düşler
neyi sAklar içinde..
hangi rengi belirler
saç diplerinin vefasızlığı..
seni izliyorum/
g-özüme harflerin kaçtığından beri
yerebatan bir sarnıcın
çıkmaz sokağı kesen
ıslak gözleriyle...
(...)