12
Yorum
29
Beğeni
5,0
Puan
1759
Okunma

Büyütmeliyim ama önce yalnızlığımla uzlaşmalıyım,
Has bel kader tetikleyen hüznü
Dirilen ölümü gömmeliyim canlı kehanetlerin dibine,
Dibi tutmuş gölgelere sitemim
Bir de çalıntı aşklarına evrenin.
Sihirli bir kupleyim:
Sinirli bir levrek kadar sakin mi olmalıydım?
Ya da alçısı ölü hayallerin;
Sağımda sağdıcım bir tebessüm
Solum hepten yaralı bir kuştan mütevellit.
Adını koyamadığım duygularla çıkıp da yola,
Her yol ayrımında yine temize geçtiğim dünlerim:
Takılı plak gibi her bildirgem;
Temennisi niyaz tadında bir fani,
Bir de beşeri aşklara selam çakıp
Devindiğim gök kubbemde O’na kavuşma azmim…
Gölgelerimle barışık olsam keşke,
Hafif meşrep bir yoksunluk bazı bazı
Bir de kerevete çıkan nefretin sihirli titri
Yine insanların dilinde sitem,
Yoksunluklarım kimine göre sayısız ikilem.
Kırık bir cam(n);
Yaftalanmanın tadı mı ne bunca hengâme?
Diri bir kimlikle ölüyü oynadığım
Cehennem bekçisi imlerin de seyrinde
Yazmadığım hangi şiirse
Büklüm büklüm yüreğin rahminde,
Fazlasıyla soyut bir gözyaşı yine akıtmadığım,
Seyrinde kayıp bir reveransla
Elimi eteğimi çektiğim dünya pazarı.
Şimdi deseler ki, demekten yorgun;
Kanıp da içerlediğim
İçimde biriken cümleleri doğurmak adına
Her satır başında beklerken heyecanla bir sonraki kehaneti:
Yılmalıydım belki de
Hatta yıldım mı ne…
Zamansız düştüğüm hangi aşksa,
Sakıncaları yine yüreğin çalan eski bir şarkı:
Kayıp yıllarımın rahminde küçük bir çocuk
Kaybolmalara doymadığım,
Doysam da yeniden acıktığım o iç çekiş;
Tek cümleyim sair hecede kayıtlı olsam da
Fi tarihinde öldürdüğüm fahiş düşlerim,
Göz bebeğim ne çok sevdiğim
Ne çok da sevilmediğim aşikâr,
Asil bir gölgeden asılsız bir benliğe terfiim
Şu şiir pazarında hangisine yansam, bilemedim…
5.0
100% (20)