Bu şiiri yazmama neden olan sosyal bir yaradır. özellikle doğu bölgelerinde kendi rızası olmadan aile baskısıyla çocuk yaşlarda zorla evlendirilen kızlardır. Yazık değil mi gençlere şiiri evlendirilen erkeğin açısından yazdım.
Zorla güzellik olmaz, istemezsen giderim Engel çıkmam yoluna, ayakta çıban mıyım? Dağda koyun yerine, umutlar mı güderim Çaresizlik içinde, gönlünde çoban mıyım?
Kendi rızanla değil, belki de kaldın mecbur Günahları gizleyen, başında türban mıyım? Belki sana bir yüküm, belki sırtında kambur Olsa da olmasa da, amaçsız çaban mıyım?
Başını eğme sakın, duruşun olsun vakur Ezogelin misali, sofranda çorban mıyım? Dilediğin yere sen, istersen çadırı kur Göçebe miydi hayat, sığınak oban mıyım?
Görücü usulüyle seni bana verdiler Başlık parası için, para, altın dediler O ufacık bedene, gelinlik giydirdiler Bana da sormadılar, tarlada saban mıyım?
Duyguların karmaşık, sana da yazık kadın Halden anlamayacak, yobaz bir yaban mıyım? Yoksa dilek mi tuttun, adaklar mı adadın Nereden bileceksin, yoksa ben kurban mıyım?
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Türk'ün kültüründe böyle bir şey yok değerli dost Genelde dışardan ve Arap kültüründen içimize sokulan bir şey Kadın Türklerde baş tacıdır...Ailelerde hala büyük anneler söz sahibidir Kutluyorum değerli kalemini ve eserini Allaha emanet olasın, sağlıcakla kalasın
Evladini erkenden daha ayaklarinin ustunde durmasini beceremeden okutmadan bir mal gibi satmak. Bunlar insan degil hayvan hic degil. Ulkemizde cok geri kalmis insanlar var.
Onemli bir konuya deginmissiniz tebrikler Kaleminiz daim olsun.
mavitükenmez tarafından 3/31/2017 3:34:15 PM zamanında düzenlenmiştir.
Kanayan toplumsal bir yara. İnsanlığa yaraşmayan böyle şeyleri bu gün halen yaşamak gerçekten acı ve düşündürücü. Duyarlı kalemi tebrik eder, saygılar sunarım...
Değerli dost, sosyal yaralar o kadar çok ki ülkemizde neyi tutsan elinde kalır misali. Bu şiirdeki çocuk gelin de böyle. İnsanı En çok da üzen şu dost. Bu kötü işlerde dinin aracı olarak kullanılması. Çok güzel harikaydı dost.
Bu zorlanışın her iki tarafı olunca bu duygular doğacaktır elbette. Ancak çocuk gelinler genelde kız çocuğuna göre yaşca oldukça büyük ne yaptığını bilen ve isteyen hayvanlara peşkeş çekiliyor. Öyle olunca mağdur , tecavüze uğrayan tek bir taraf oluyor. Toplumsal yaraya dokunduran şiirinizi tebrik ederim..
Değerli şairimin, yine çocuk yaşta rızasız evlendirilen kızlarımızın ortak dertlerini dile getiren oldukca duygulu,ahengi ve diliyle övgülere layık güzel bir şiir okudum..Gönülden kutluyor,selam ve saygılarımı iletiyorum..
İç yakan toplumsal bir yaraya parmak basmışsınız. Sosyal içerikli toplumu bire bir ilgilendiren konuları dile getirmek şairlerin ve yazarların en birinci görevidir. Bu anlamda toplumdan soyut bir şekilde yaşanmamalıdır.
Zaman zaman ben de yazıyorum, dile getiriyorum bu can alıcı konuları..
GÜL KIZ isimli öykü/ şiirimde şöyle demiştim :
Ondördünde kocaya gittiğinde, Oyun sanıyordu evliliği zahir. Evcilik oynarım diye, Oyuncak bebeğini de götürmüştü. Bir anası ağladı ardından. Gerisi, yalan ağladı. Babası Tilki Süleyman, Bir tomar gavur parasına sattı gül gibi kızı. Traktör alacaktı başlık parasına. Kocası sidikli Nuri Gerdek gecesi, Kız çıkmadı diye İt kovalar gibi Tekmeleyip, atıverdi kapının önüne. Gül kız… Ağladı, yalvardı. Kusur bende değil dediyse de, İnandıramadı kimseyi Baba evine döndü garibim Zulüm gördü, işkence gördü. Yine de sesini çıkarmadı Babası,satılığa her çıkarışında Defolu mal misali geri geldi. Horlandı, dışlandı. Borsa misali, Değeri de düştü Gül kızın En son Hacıların Ömer’e gelin gittiğinde Kapıdaki uyuz eşek bile para etti de Kendi para etmedi. Bir kat giysiyle bir çift terlikti sermayesi. Talihi gibi, yüzü de gülmedi, Kocası hem alkolik, hem kumarbazdı Altı aya kalmadı, en son tarlayı da Kumar masasında bıraktı Daha da yetinmedi Bankadan ipotek yapar gibi Sözleşme yaptı kavatlarla. Ya karını alırız altından, ya canını dediler Canı tatlı geldi piçin. Gül gibi karısını, alemin çakallarına Kendi eliyle verdi. Kurtlar sofrasına düşmüştü bir kere. Vücudu, sermayesi olmuştu nasılsa. Bu kahpe dünyada, Kahpece yaşamak ona göre değildi. Ödenmiş veya ödenecek tüm bedelleri Küçücük yüreğine sığdırmıştı. Yüreği yaralı, bahtı karalıydı Nerde akşamsa, orda sabahlamak vardı Tiksinti verici de olsa, Kaderde, yüzlerce kocayla yatmak da vardı. Kimi eğlendi, kimi alaya aldı Kimi sofrasında meze yaptı. Kimi de bir gecede imam nikahı kıyıp Sabaha boşadı. Bu gün Karaköy’de görürsünüz Gül kızı, Yarın Bend deresinde. Öbür gün bir meçhule gidecektir nasılsa. Gül kız kim diye sorarsanız tanımazlar. Adı Kader’dir Gül kızın. Ah benim açmadan solan tomurcuk gülüm. Ah benim talihsiz kınalı kuzum Yüreğim yanıyor, Bataklıkta açan, Bilmem kaçıncı güldür bu. Kaderin Kader’e oynadığı Bilmem kaçıncı oyundur bu. Sen utanma bacım Baban utansın İstanbul utansın Yurdum utansın Sen ağlama bacım Bir ben ağlayayım, Bir de anan ağlasın. Bir ben yanayım sana Bir de baban yansın ahir dünyada.
Vecdi Murat SOYDAN 26/05/2005-Mihalıççık/ESKİŞEHİR
kanayan yaraya parmak basmışsınız tebrikler lakin çocuk gelinlerin çogu babası dedesi yaşındaki şerefsizlere başlık parası altında veriliyor alan karektersizlere ne demeli ?
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.