0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
798
Okunma

Kaya...
Çok yaramazdı
Özellikle şımartılmıştı
Üç kızın üzerine olunca nazında oynanmıştı
Babası ve özellikle annesi kayaya
çok tolerans tanımıştı
Her ne yaparsa yapsın onun
üzülmemesi için çareler sıralanmıştı
Kaya sokak arkadaşları tarafından sevilmeyen,
alay edilen bir heyecandı
Çünkü her arkadaşına muhakkak
bir zararı dokunmuş
ve onların samimiyetini keyfi için harcamıştı
Yine evin bir oğlu olan Murat,
kayanın aksine hiç şımartılmamış ve özelikle
babası tarafından çalıştırılmıştı
Ağırbaşlı, yardım seven,
arkadaşlarına güven veren, onların
dertlerini sahiplenen fedakar bir arkadaştı
Kaya Murattan pek hoşlanmazdı,
o ne yaparsa yapsın alaya alır, onu kızdırmak için
uğraşır, hır çıkartmak için aranırdı
Murat onun bu çaresizliğine bir karşılık vermezdi,
her ne yapar ve söylerse söylesin sessizliği ve
sabrı her bakımdan içinde yaşatırdı
Bir gün Kaya yine arkadaşlarıyla bir arada bulunurken
onları yanına çekmek adına mahalle bakkalından
yiyecekler ve içecekler alarak çaka satardı
Bu hareketiyle onların gönlünü kazanmak ve kendi
yanına çekmek, yaptığı yaramazlık
ve taşkınlıklara alet etmek maksadı vardı
Nasıl olsa yaptığı her hatanın bedelini ödeye ailesi,
özellikle annesi ve babası vardı,
Onlar her fırsatta kayaya sahip çıkarlardı
Böylesi olumsuz ve taraflı tutum ve davranışlara
şahitlik eden ve adeta kayaya hizmet etmekle görevlendirilen
kız çocukları bu durumlardan çok rahatsızdı
Neredeyse anne ve babalarına karşı güven ve samimiyetleri zedelenmiş, aynı anne ve babadan olmalarına rağmen,
üvey evlat muamelesi görmek adına sıkıntıları aşikardı
Kimi...
Karanlık kişiler
Son elçiye hakaret ederler
Onun insanlığa rehber olan
ahlakını küçümserler
Ne büyük densizlik ve cehalet içindeler,
kin adına seferberler
Hele hele bir takım yerli işbirlikçiler ve basın adına
kimliksiz hamasetler bu aymazlığa eşlik ederler
Ümmeti Muhammedin hassasiyetini, iman ve inancını
dinden ve maneviyattan habersiz
nesilleri terörist mantığı için beslerler
Köyün...
Zor şartlarda yapılmış
Mütevazi bir camisi vardı
Elbette ki bakıma muhtaç bir haldeydi
Köylünün yıllar sonra özlemini çektiği
bir ibadet haneydi
Bu camiye görevli olarak vekil bir imam gelmişti,
genç bir nefesti
Köylü onu sahiplendi, hürmet ve saygıda
cimrilik etmedi, çünkü zor ele geçmişti
Hocanın hayli eksikleri vardı, sabah namazında
pek zorlanan ve yanlış okuyan bir acemiydi
Köyde veya yakın bir yerde bir cenaze olsa kaygıları
sahiplenen ve endişeyle kederlenen hatipti
O an köyün ileri gelen ve köylüler tarafından sevilen,
yıllarca cemaate öncülük eden yaşlı amca
onun imdadına yetişendi
Hoca efendiye evladım tasa etme, zamanla öğrenir
ve acemiliği üzerinden atarsın, sen yeter ki
öğrenmek için say eyle derdi
İmamlık çok nitelik ve farkındalık isteyen bir değerdi,
namaz süreleri veya hal bilgisine haiz olmak ne kadar
imam olmak için yeterliydi
Köyün, kazanın, kasabanın, ilçenin, ilin ve dolayısıyla
yaşanılan ülke ve dünyanın sosyal gerçeklerine
ve değişimlerinin şuurunda olarak
vazife iştiyakını ona göre kuşanmak demekti
Yani sadece bir diploma veya sertifika ile
liyakat sahibi olmak, hak ve adalet konusunda
hassasiyeti dışlamak, ahbap ve servet sahibinin gücünün
hatırında kalarak yetki vermek elbette ki dürüstlük değildir
Mustafa Cilasun