25
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
2515
Okunma
ve gitti
sisli gecelerde puslu yeşil gözleri bırakıp da gitti
acı
hüzün
ve baş dönmelerimle kaldım gecenin koynunda
o benden ilk ve son gidendi
kaldım bir başıma
bir başıma ve yangın yüreğimle
vuslatı istedim
vermedi hayın
iki yüzü kara
koynu soğuk gecenin
ayrılığa inledi şarkılar
ağlatmayan hiç bir şarkı yok şimdi
her biri ayrı kederli
ayrı sitemli her biri
bir kırılgan ki şimdi
bir dolu ki
dokunsan tuzla buz olur içimdeki sırça
yüzü yırtıldı gökyüzünün
özlem yağmaya başladı en sağanak haliyle
aklımdan kalbime döküldü hüzün
göğsümden düşen kim bilir kaç bin parça
of ne bu kıyamet çanı
ne bu ölümün sûru
yerkabuğu bile çatladı orta yerinden
kaç şiddetinde ki bu acı
var mı bir bilen
var mı anlayan
vaay
bu ben miyim
şehrin göbeğinde ağlayan adam
hey
niye karanlık bu şehir
niye kimsesiz
nerede bu şehrin güneşi
nerede bu insanlar
nedir bu ölüm sessizliği
kim ölmüş
öldüren kim
bu kan revan umut hangimizin
oy
hasreti koynunda besleyen sabah
al bu canı ve git
yarin göğsünde uyan
ben yarsız sana uyanamam
ey saki
içmeye geldim
bir kahve
en sadesinden
sek olsun
it uyutmayanından
içip içip uykusuz kalayım gecelerce
gel otur şimdi yanıma
bak fincanıma
bir fal
bir yalan
bir haber yardan
vaay
bu ben miyim
kahvedeki gözlere inleyen adam
yılmaz YANARDAĞ
25 / 04 / 2008