0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1460
Okunma

Sana dokunursam, titrer tenim
Tepeden tırnağa bedenim
Ay güneşe çarpmış gibi olur
Bozulur kurulu düzen
Zaman ve mekan dur(ul)ur
Sanırım beynimde
Baştan sona kainat
Yeni baştan kurulur;
Böyle aşktan korkulmaz mı
Hem de nasıl korkulur?!
Aşkların belki en korkuncu
Benim diyen kimse
Bencileyin sevemez seni
Yüreğimde çivili köşk
Benden geçer dünya ekseni
Çıkarsa çivisi yerinden
Kurtulur dünya ekseninden
Tanrım aşkıma mukayyet ol
Bir kez yaşadım bu kaosu
Bir daha yaşayamam doğrusu!..
Şaban Aktaş
23.03.2017 - 16.19
BU BİR İLKYAZ ŞARKISI
Anmaz olur muyum seni, ne dere ne tepecikler
Dokunamaz kimsecikler yeryüzünde bulamazlar
Sana aşkım çok derinde, sevgin gibi kederin de
Yüzün gökte ay yerinde sana hiç dokunamazlar
Kar topladım ellerinden, karbeyaz kar güllerinden
Çok derine gömdüm seni, alamazlar yüreğimden alamazlar
Bu nasıl aşk aman aman, yanardağlar duman duman
Bir karasevda ki yaman; sen yoksan anlayamazlar!
Yüreğim nasıl ısınır, delilik dehayla sınır
Aşksa gerçek, yok bir sınır, sonsuzluğu saramazlar...
Atlıkarınca çarkısın, gökyüzünde ay parkısın
Samanyolu bir şarkısın, ben çalarım duyamazlar...
Şaban Aktaş
23.03.2017 - 14.42
TIP!
Himmet Cansıza sunu...
Bilimin önünde
Her zaman eğiktir başım
Geçmiş olsun Himmet,
Görüyorum ki
Sayesinde doktorun
Canına can gelmiş
Cansız arkadaşım... :)
Tıp dedim, sus;
Can sağlığı
En önemli husus!
Ben de sayesinde Tıbbın,
Kanser yüzünden
Ölümden döndüm,
Onlar benim ömrüm
Sevgisi doktorlarımın
Yüreğimde;
En derin yerine gömdüm!..
Şaban AKTAŞ
23.03.2017
Prof Dr. Mustafa ÖzdoğanOperatör Dr. Barış özcan onkoloji diyetisyeni uzman Dr. Mehmet Refik Sezgin
Anestezi ve reanimasyon uzmanı Dr. Filiz Kaymakcı Operatatör Dr. Huseyin Ciyiltepe
İLKYAZ MUŞTUSU
bitti artık zemheri
patladı dalda tomurcuk
yapraklar filizi yeşil
çiçeklerin bolluğu
bereketi gelir ardından
meyveye durur dallar...
seherde minicik kuşlar
titremiyor soğuktan
sesinde coşku sevinç
serçeler sakalar
daldan dala sıçrıyor...
bizler öyle değil miyiz;
bol olursa
sebzemiz meyvemiz,
türlü türlü yiyecek
artmaz mı sevinç?!
ilkyaz; büyük ödül
neler istemez ki gönül
öğrenebilsek
anlasaydık kuş dilini
ne söyler ki güle bülbül?!
ilkyaz muştusu
yüreğimizin coşkusu
ilk akşamdan yatarken
yok artık sabaha
donar mıyım acaba;
uykuda ölüm kuşkusu?!
Şaban AKTAŞ
23.03.2017
BİR VOLTLUK AMPÜL
Anlamadım gitti nedir bu itiş kakış
nasıl bir sanal
nice bir banal bakış;
adınız çıkmış ya dokuza
aman ha; sakın inmesin sekize(!)
Gereksiz sitemleri matah sanar
bir siler bir eklersiniz
arkadaş listesine kişileri çoğunuz
haketmeden övgü beklersiniz
’Sen yoksun ben varım!’
bu mu varınız yoğunuz
bu yüzden şiir damarım
kanamaz mı; kanar!
Demek ki daha ufkunuz dar;
hep bir arada o kadar kafa/dar
adam olmanıza daha çok var!..
Kafa yormaya da değmez fakat
en iyisi mi
bir şeyler karalayayım
dedim kendi adıma,
onlar uzak duruyorsa
sen de kapıyı kapat
bundan böyle mesafeyi ayarla!
Hep kendini beğenecekse
kaç kitap yazmışsa yazmış
cart ödülü curt ödülü almış
kim olursa olsun
benden uzak dursun
hiç de fena olmaz doğrusu!..
Nedir bu; o dergisi bu dergisi
sizin ki şiir, sizin ki kitap
şair sizsiniz, sizde hitap
başka kimse şair değil
o yalnızca size mahsus
şairlik size Allah vergisi;
İki lâf etse biri,
’Sen konuşma sus!’
demez mi hemen bir diğeri?!
Öyle atıyor ki çokları
bakıyorum mangalda kül yok
bir ışık yakıyorum
eleştiri, özleştiri; hiç tahammül yok!
Kusura bakmayın
işkenceye dayanamam, yanarım;
beyninizde bir voltluk ampül yok!
Alçak gönüllü insanı severim
burnu büyükleri kınarım;
kırmaz iseniz kaleminizi
adınıza ben kırarım!
Şaban AKTAŞ
23.03.2017 - 06.57
ASYA
Asya; bir büyük pasta
Avrupa Amerika masada
Yiyeyemediği sürece
Çok ağır hasta!
Şaban AKTAŞ
22.03.2017
ONARIM
Onarmıyor artık vücut kendini
Büyüme devrinden çürüme devri
Çekmez olur ayak bir gün bedeni
Uçmayı vazgeçtik sürünme devri
Sen misin; genç iken kıymet bilmezdin
Akşamdan akşama meyhane gezdin
Hasretle sevdayla bağrını ezdin
Şimdi erim erim erinme devri
Canını sevenler üç öğün yesin
Cânânı sevenler canı neylesin
Hasret çeken aşkla gönül eylesin
Ateşten gömleği bürünme devri
Hasretin çektiğin yavuklun mu var
Akar iki gözün oluklu pınar
Devrilir zamanla oyuklu çınar
Hak’kın huzurunda görünme devri
İster isen içte dışta huzurun
Aşkın ateşiyle düşte huzurun
Hak’la bütünleşir çifte huzurun
Sır perdelerini dürünme devri
Aktaş tüm âlemler başında döndü
Parlayan yıldızlar yaşında söndü
Feleğin her kuşu taşına kondu
Aşk ile devranda yürünme devri
*
-II-
Sırrını aynaya işledim gülüm
Gönlümün gergefe gerilme vakti
İki cihanı bir eşledim gülüm
Ne muradın varsa verilme vakti
Nakış nakış kâlbi işleyen sensin
Gözünle gözümde kışlayan sensin
Düşüme girmeye başlayan sensin
Gönül köşkünde bir serilme vakti
Adım adım gidip geldiğin yollar
Bastığın yerleri süpüren yeller
Hasretle sevdamı ne bilsin eller
Esen yelde gülün derilme vakti
Nasıl olur seven terkeder gider
Aşka inan gücün her şeye yeter
Erince menzile her keder biter
Külümden gül olup dirilme vakti
Şaban Aktaş
22.03.2017