0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
827
Okunma

Hep mi kara bulutlar üstümüzde gezecek;
Hep mi böyle kör talih resmimizi çizecek…
Ne zaman tebessümler konacak yüzümüze;
Ne zaman mutluluklar dolacak sözümüze…
Ağlamaktan yorulan hayallerim tuş oldu;
Bize kalan emanet avuç avuç yaş oldu…
Bekledik gelmeyecek yolcuyu duraklarda;
Yine mi lan sözleri vuruldu dudaklarda…
Ne kaldıysa elimde avucumda versem de;
Doğmamış yarınların günahına girsem de…
İki tek sonrasında yine yalnız kalan ben;
Başını duvarlara dönüp dönüp vuran ben…
Ben yoruldum dedikçe üstüme gelene bak;
Son kalan umudumu neş’eyle bölene bak…
Tarif etsem heceme sığmayan dertlerim var;
Özlendi özlediğim bir anlık ölüm kadar…
Madem ki düşlerimiz renk vermiyor mübarek;
O vakit masamıza dertalandan dert gerek…
Dolsun ki kadehimiz boşalsın gözden yaşlar;
Birbirine sarılsın, ahbaplar, arkadaşlar…
Gecenin vur emrine karşı çıksın ışıklar;
Kederimin yüzünde çoğalsın kırışıklar…
Vakit geldi mi bilmem dökülerken tüm ahlar;
Şimdi yolumu bekler hiç doğmayan sabahlar…
“Yokluğumun varlığı titretirken şu arşı;
Haberim duyulacak belki sabaha karşı”…
Ali ALTINLI – 21.03.2017
Saat: 22:45