4
Yorum
6
Beğeni
4,8
Puan
1348
Okunma
Gurbette yalnız nefes, can çekişir bedende,
Her yer insanla dolsa göz arar bir aşina.
Merhem olur bir çift söz vatan lafı eden de,
Hasret kalmışsa bir de toprağına taşına.
Koşup düştüğü dizin kapanmaz yaraları
Yosunlu taşla tutan tükürük kınaları
Ak tülbenti islenen yufkacı anaları
Bir görüverse şimdi taç yapardı başına.
Kıpkızıl akıp duran ırmağına suyuna
Bakan meste dem vurur horonuna, toyuna
Hasret kokan toprağı doldursa şu koynuna
Özlemi dindiremez; girse de yüz yaşına
Mis gibi toprak kokar tarlasında başağı
Bir başkadır ozanı dertli çalan aşığı
Memleket toprağında zevkle çalar kaşığı
Kuru soğanla yenen yavan burgur aşına.
Burda bakışlar donuk, hasret doruk elbette
Selâm sabah yok olmuş, hatır kayıp cihette
Türkü özlem gidermez bir avazlık özette
Selâm çakan kalesi yok kıpkızıl arşına.
Buraların güzeli benzemez bizim ele
Biri hicab eylemez düşseler bile dile
Rüzgarı başka eser, düzülmez nağme bile
Şarkı olmaz sırma saç, ne de kara kaşına
Fani ömrü geçiyor bir esimlik yel gibi
Zaman kayıp gidiyor köpükten bir jel gibi
Gurbet içini deler giyer zırhı el gibi
Güzü de bir bahar da ne diyeyim kışına?
Ülkü Kara
Şubat 2017
5.0
83% (5)
4.0
17% (1)