Dağlar bıçak altında karpuzdur, dilim dilim
Denizler kaynar kazan,ırmaklar daha elim
Göz gözü görmez artık, kızıl kıyamet budur
Mümin kalbinde şükür,münkirinde korkudur
Zemin cezbeye gelmiş müritçe titriyorken
Korku dahi korkudan, kendi kendin yiyorken
Devrildi rahle yere, düştü duvardan asa
Gözün aydın ebedi gece bitti yarasa…..


Bir iğne deliğinden devenin geçme vakti
Mevla elbette tutar, vakti dolunca akdi
Güç kimin kudret kimin gör işte, devlet kimin
Çölde ki dudak gibi, şerha şerhadır zemin
Mülkün sahibi kimmiş,nerde şahlar sultanlar
Tahtlarında gururla nemrutça oturanlar
Koşun koşun, kaçacak sığınacak yer varsa
Mezarlıktan öteye bir yol bulun çıkarsa…..


Meydan karınca gibi, insan kalabalığı
Hesap versin yuttuysa büyük,küçük balığı
Ne iğne kadar günah, ne iğne kadar sevab
Zay olmaz olmayacak,şanın ne yüce YA RAB
Artık hükümü ne ola altının zümrüt tacın
Şefaat et,mübarek MUHAMMEDİ mi’racın
Ümmetine el uzat,ümmetini kurtar çek
Hakkın zalimler için vaadi gerçekleşecek.

19.02.2017.GÜREL Nezlim