0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
722
Okunma

Meğer...
Ne müşkülmüş
Sevmek, gönül vermek
Her an yolunu gözlemek, hasret çekmek
Özlemin en talihsiz anında görememek, acı hissetmek
Gözler öksüz kalırken dinmeyen yaşların hicranını güftelemek
Hüznün en vurucu sahnesinde yalnız dönmek, çaresiz boyun bükmek
Vurma..
O nazarlarında
Hissettiğim hançeri saplama
Varsa bir kinin, pişmanlığın söyle durma
En masum vakitte, hiç ummadığım ümitleri yıkma
Çok geç değil niyetini koy ortaya, bir çıkış yolu bulalım sabırla
Ruhuna...
Sürur zerk eden
Nağmeler, güfteler, besteler
Nefsine hitap etmez, halin dramı bir başkadır
Yar ne hazdır, ne ruhuna hicran yaşatacak olan niyazdır
Zevkin rekabet ettiren hevesi ayazdır, akıl, gönül, vicdan ayrılmaz nazardır
Her şey...
Bu kadar açık ve sarihken
Milletin birliği ve dirliği için hak olan tercihken
Küresel güçler ve üst akıl sahipleri bu kadar açık saldırırken
Yasamanın ve yürütmenin zorlukları her geçen gün gözler önündeyken
Ve her yetki milletin taktirine tevdi edildiği bir gerçekken, neden bu kadar bağnaz ve çelişkili davranırlar sual edilmez
Hani yasama adına hakimiyet kayıtsız, şartsız milletindi, millet taktir ederse herkesin başı gözü üzerineydi, demek ki millet hala onlara göre sürü olan kimselerdi
Mustafa Cilasun