6
Yorum
11
Beğeni
5,0
Puan
1112
Okunma

Henüz körpe bir kuytuya
Bürünmüşken gece
Kafamın tasını attıran
Buruk vedaların şıngırtısı bitti derken
Ölü sevdaları taşıyan bir sandal geçer
Kırık düşlerin ırmağından
Aşka ahrazların koynunda
Çekiştirilir yaşanmışlığı hikayelerin
Teni soyulmuş mevsimlerin çıplaklığına
Rüzgar gülünü sürerken gövdelerine
İnleyen vuslatlar el sallar bahara
Sindirilmiş duygularla yanarım
Ölür bedenim bir daha
O an mart gelir karşıma
bir sigara iliştirir çatlamış dudaklarıma
az kaldı der gibi bana
şubat alay eder benimle küçücük boyuyla
kaybolur giderim ironi bir bakışta
bir yandan sırıtırken küllü benler
solumaya çalışırım
çekerim genzime sigaramın dibini
kırık gülüşler arasında
Sabahat Çelik
5.0
100% (10)