0
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
1121
Okunma

Güneş iki dağ arası
Suya düştü gül yarası
Bir zamanlar bir kız vardı
Sızlıyor gönül yarası
Bir zamanlar bir kız vardı
Kapımı hep o açardı
Şimdi o kız yok yerinde
Gül yüzü güneş saçardı
Şimdi o kız yok yerinde
Yokluk acı çok derinde
İçime "Cızzz! diye batar
Bağrımda bir ok derinde
İçime "Cızzz!" diye batar
O hep yüreğimde yatar
Garip gönlüm gül yurdudur
Nabızım ’Gül!’ diye atar
Şaban AKTAŞ
28.01.2017 - 09.30
YILAN KARA
İn cin uykuda
Top atılsa duyan olmaz
Gecenin en sessiz anı
Karanlık
Çataldilli bir yılan
Kuyruğunda çıngırak
Ecelsiz ölümlerin
En kahpe, en kallleş
Zulümlerin habercisi,
Bir dediği gerçek ise
İkincisi yalan...
Bir horoz öttü yenice
Saat Yediye geliyor
İlk horozun sesi
Sabahı müjdeliyor
Derken zaman
Karayılan gibi
Aynı tempoda
Zembereğinde
Kıvrıla kıvrıla
Sürünerek alçaktan
Yukarıya ilerliyor
Bu yılan Karayılan değil
Şahin bey değil,
Alçak bir karayılan
Kapkara zifir zindan
Kıvrıla kıvrıla
Sürünüyor zaman...
Az sonra bir bomba daha patlar
Karlar içinde paramparca
Kırmızı karanfiller gibi
Kan damlar kara
Yılan kara, yıl Ankara
Kar altında an kara...
Saat 06.58
Ortalık hâlâ karanlık
Daha geçen yıl
Saat 07.00 deyince
Aydınlanırdı
Güpegündüz ortalık,
Karanlıkta sessizliğe
Alıştırdılar iyice...
Sessizliğin arkası fırtına
Çıngıraklı
Karayılanlar çetesi
Derken okundu sabah ezanı
Bir daha bozuldu
Karanlığın en sessiz anı;
Hep aynı horoz
Peşpeşe ötüyor
Bir horoz sesi
Mahalleyi uyandırmaya
Şafağı söktürmeye yetiyor...
Gün/aydınlar yaracak karanlığı
Nar gibi ortasından
Ve biz uyanarak hepimiz
At binip, kılıç kuşanarak
Meydan savaşlarıyla
Sakar/ya’sını
Dumlupınar ovasını
Geçercesine
Dedem Topçu Osman Çavuş
Nasıl ateş ettiyse
Bir daha ed/ercesine
Bir atışta Yunan bataryasını
Namlusunu tankının
Nasıl kırıp geçtiyse
Alay alay süvariler
Zafer türküleriyle geçeceğiz
Bağımsızlık, özgürlük uğruna
Kızıl güller, karanfiller gibi
Gecenin şafağına
Halay çekerek omuz omuza
Nar çiçeği sevdayla
Bire on katlanıp
Şahlanıp kanatlanarak
Devrim şehitlerimizi
Bir ağzdan türkü söylercesine
Aynı anda tarakalarlarla anarak...
Şaban AKTAŞ
28.01.2017- 07.45
asmalarda gün kurusu
son üzüm taneleri
songüz
kar yağarken yaylalara
iyi ki ben
yüreğimin sahilindeyim
toprağın buğusunda
suyun sesinde
kuşların gözüyle
süzüyorum dünyayı
göğsümde ayrık otları
gahi ağlamaklı
gahi gülmekliyim
telaşlı bir serçe yüreğim
dolaşıyor çimenlerde
hüzüne ilmekliyim
Şaban AKTAŞ
19.12.2016
28 Ocak 2012 ·
SANKİ HER ŞEY GÜL GÜLİSTAN
Sanki herşey gül gülistan
Yoksa biz mi göremedik
Ne bağ kaldı ne de bostan
Domuzları süremedik!
Bombalar yüz can yakıyor
Rezillik dizden akıyor
Hırsızlar cüzdan bakıyor
Cebinden pay göremedik?!
Kutu kutu Avro Dolar
Nerden akar nere dolar
Karaparayı kim sorar
Var mı soran göremedik?!
Hepsi hayâl hülyâ mıydı
Gördüğümüz rüyâ mıydı
Yoksa başka dünya mıydı
Nedir sırrı eremedik?!
Her kutsalı yoz ettiler
Hazineyi toz ettiler
Din maskeli söz ettiler
Gerçek bir yüz göremedik!
Şaban AKTAŞ
28.01.2017
GÜNEŞ KELEBEĞİ
Yeni bir gün başlıyor
Güneş yükseliyor erken
Yol boyunca gelincikler
Sağlı sollu kıpkırmızı
Ardımda üzüm bağları...
Gün bittti bitecek, derken
Çekiliyor karanlıkta perdeler
Geceye doğan yıldızlar
Güneşin olmadığı yerdeler
Gece, gözlerin uyuma
Gündüz, göz boyama,
Sabah ise, gelinciklerin
Çiçeklerin boy(l)anma vaktidir..
Uyan sevgilim uyan
Var mı sesimi duyan?!
Kan kırmızı sabah oldu
Kelebek kadar öm’rün
Uçuyor işte gör/dün!
Şaban AKTAŞ
2008