1
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1287
Okunma

O an...
Gelecek
Saçlarına kar düşecek
Tenin kendinden geçecek
Şakaklarından ter sökün edecek
Gözlerin imdat bekleyecek, bebekleri sabitlenecek
Dilin dönmeyecek, kalbin tekleyecek, nabzın sessizce düşecek
Nefes yetmeyecek, derman kesilecek, ruhun çıkmak için emre itaat edecek
Hem...
Aklımda
Hem fikrimde
Hep sen olsan ne olacak
Cemalin, gözlerin, sözlerin hakka mı yaklaştıracak
Yoksa arzuların, keyfiyetin, şehnaz halinin sevdası mı kurtaracak
Gönül bir başkadır be güzelim, o nazargah olmadıkça ben seninle nasıl baş ederim, nasıl anlaşılacak bu hakikatim
Sessizce...
Karanlık aniden çöker
Gün yüzüne hasret umut yaş döker
Okumak, öğrenmek, arzunun belini büker
Heva her lahzada hissiyatımı, zihnimi ziyaret eder
Ruhi yücelme, vicdani büyüme, aklı selim ile karar verme dur der
Fani adına, ne servetin, ne nefsi keyfiyetin ve ne de yalan ve riyanın hırsıyla yaşanmayacağını öğütler
Bir gün...
Olsun gülmeyen vardır
Yüreği nasıl yanık hicrandır
Hüzün en yakın yol arkadaşıdır, sabır zaten aşıdır
Sukut eder, gözleri uzaklarda gezer, nefes bir başka eser figandır
O kudretin sahibine sığınmıştır, isyan etmeden yaşamayı şiar edinmiş bir vicdandır
Onun ruhi yüceliği başkadır, akıttı ter farklıdır, hasret kaldığı sevda içinde büyüttüğü kadim sırdır
Mustafa Cilasun