5
Yorum
8
Beğeni
0,0
Puan
1310
Okunma

Bir Sensizliğim vardı
Uykularımdan tekme tokat kovulan rüyalarımın
Çapak çapak sabahladığı yastığımda
Bir de
Senim olsun istedim
Taş doldurduğum sol boşluğumu
Hırtal diye astığım
Boynumun borcunda
Düştün
Dedin ya gözlerimden
Her yanım kırık dökük
Topla parmakuçlarında tüten ılgıtlıkla
Saçlarıma d’evrik evrik örünen yönsüz Poyrazları
Eriyik eriyik yol bulsun avuçlarına
Kirpiklerimde yosunlanan kırağı bozması çiyler
Ki
Yurdum diye sarınayım
Örtüneyim göğsünü
Meczûp yabanıllığıma
Neftî bir ab-ı hayat bahşiyle
Efrûzî bir Haşr şehâdetiyle
Kâfûrî bir mey sersaadetiyle
Doysun çoraklığı torağımın
Kevser nefesinin Selsebil’liğine
Hâmil olayım yeniden nevbahalara
Üzerine onlarca kelâm eti yapışmış
Kancık bir sapantaşı gezinir ense kökümde
Avuçlarımda
Çıkmaz sokaklara soluklanan kader çizgim
Bu sağanak boğanak iklim
Yaprak yaprak hüzün döken bu cılız takvim
Hele ki aylardan Aralık
Ve
Duy eşiğimi tekmeleyen bu Hicâz ezgi
Bu arabesk ritim
Hiç iyi gelmedi
Hiç yaramadı yarama bilirim
Göç mevsimi artık
Yüreğimi kırıntılayarak beslediğim şiirlerin
Gözlerinde katil bir uçurum derinliği
Ertele vuslatını kirpiklerinin
D’üşüyorum