Feleğin yazdıgı kara yazıyı
Silemedim geldi geçti şu ömrüm
Her gün yaşadığım ayrı sızıyı
Bilemedim geldi geçti şu ömrüm

Aç girerken onca garip yataga
Nasıl yatarım ben varıp yataga
Vurdum duymaz olup girip yataga
Dalamadım geldi geçti şu ömrüm

Neyi anlatayım bilmem ki neyi
Canımı verir dim arkadaş deyi
Yardım ettim ayırmadım kimseyi
Elemedim geldi geçti şu ömrüm

Kimisi saygısız kabamı kaba
Ben kendimi çektim türlü hesaba
Derdim le dertlenen bir tek akraba
Bulamadım geldi geçti şu ömrüm

Kadermi talihmi nerden bileyim
Derdin tarlasında sanki çileyim
Millet kan ağlarken nasıl güleyim
Gülemedim geldi geçti şu ömrüm

Öyle bir derdim var elli yaşımda
Çatlaklar oluştu sabır taşımda
Kaç zamandır bu dert benim peşimde
Salamadım geldi geçti şu ömrüm

Alamadım bu dünyadan hazımı
Kimselere yapamadım nazımı
Neşeyle sevinçle bir gün sazımı
Çalamadım geldi geçti şu ömrüm

Kötüyle arama duvarı ördüm
Ne günler yaşadım ne günler gördüm
Namert kapısına varıp bir yardım
Dilemedim geldi geçti şu ömrüm

Bir günüm geçmedi başım dumansız
Öyle dertler geldi bir bir zamansız
Benim derdim Vatan bu yüzden gamsız
Olamadım geldi geçti şu ömrüm

Kul Hızır’ım çoktur utanmaz yüzsüz
Vicdanlar kararmış duygular hissiz
Nerde zulüm görsem nedense sessiz
Kalamadım geldi geçti şu ömrüm
Kalamadım geldi geçti şu ömrüm

Nuh Ali Berk
(Kul Hızır)