0
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
3633
Okunma

Çoktan ömrün hazan mevsimi gelmiş,
Âşifte gönlünde hep bahar, hep yaz.
Gam, keder, hüzünlü ne varsa silmiş,
Yüreği her telden aşk çalan bir saz...
Bin bir nağme katıp tatlı sözüne,
Zülfünü düşürüp elâ gözüne
Hoş anlamlar verir güzel yüzüne;
Her halinde cilve, her halinde naz...
Dâvetkâr bakışı, o göz süzüşü,
Öpecekmiş gibi dudak büzüşü,
Sohbetten sohbete koşup gezişi,
Mavi boncuk saçar, çapkın, duramaz...
Yürürken âhenkle kıvrılır beli,
Değdiği her yeri yakıyor eli.
Göğsünde takılı o kızıl gülü
Kime koklatacak, hiç belli olmaz.
Yıllarca, aşkıyla ne canlar yanmış,
Saçlar ağarmamış, her gün boyanmış,
Yaşlılık çağı da gelmiş, dayanmış,
Hâlâ yanak pembe, dudaklar kiraz...
O şuh duruşuyla, letafetiyle
Yılları alt eden teravetiyle,
Ve olgun yaşının hararetiyle
Üşüyen her gönlü, ısıtır biraz...
Ünal Beşkese
5.0
100% (3)