19
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
7535
Okunma

KINALI,GÜLDALI,NAZARBOZ,GAGAÇ:Yayladaki sığır isimlerinden bazılar
KABALAĞ:Yağmurda başa giyilen parke başliği.
KUMAR: Karadeniz ve yaylalarına has çeşitli renklerde orman gülleri
PUĞRE:İlk tulum çalmayı öğrenmek için yaylada yapılan sapının içi delik kara lahana benzeri bitki.
MİNCİ:Çökelek veya lor
HEMŞİN VE KARADENİZLİLERİN VE ARTVİNLİLERİN KAÇKAR ETRAFINDAKI YERLEŞİMLERİN Ticarette ve hayatta başarılı olmalarının bir nedenide daha çöcukluklarında sorumluluk alarakdağlarda hayvanlara ve yaban hayvanlarına oyuncak gözü ile DAĞLARADA oyun parkı gözü ile bakarak hayvanlarının bakım sorumluluğunu ve sevk ve idaresini zor şartlar altında gerçekleştırerek daha çoçukluklarında kendilerini zorluklara ve sıkıntılara alişmiş bir şekilde gürbete çikmaları ÇOCUKLUKLARININ bu hem çileli hem maceralı ve zevkli günlerini özlemle HATIRLAMALARIDIR ama artık KARADENİZ YAYLALARI VE KAÇKARLARIN o mühteşem lezzetli eti ve sütü hayvanciliğin bitme noktasına gelmesi ile TARIH OLMAK ÜZEREDİR. 20 sene öncesine kadar bilinmeyen bir tarıhten beri hayvancılık en büyük GEÇİM KAYNAĞI idi ama şimdi MAALESEF.......SAYGILARIMLA.....Hepinizi mühteşem KAÇKARLARA beklerim.....
Sabahın dördünde sağılan süt sesi ile uyanan,
Yamalı yün çoraplarını giyen,
Mısır ekmeğine tereyağı karıştırıp yiyen
Yaşın ya sekiz ya on bir
Belki sen kendini zannedersin yirmi bir
Tek derdin sığırları otlatmaktır
Seni Kaçkarlarda kaybettim neredesin Eyy! Kaçkarlı küçük çoban
Bir ucu dağda bir ucu ahırda sığırların
Şafak açarken yaylada
İsimlerini tek tek sayarsın
Kınalı, güldalı,nazarboz,gagaç
Hepsi ismini bilir sesini tanır
Ne yöne git desen o yöne gider
Şehirde senin yaşındakiler mısket oynarken
Söyle ey Kaçkarlı küçük çoban bu ne hal ?
Ayağında delik kara lastikler
Pantolonunda üç yama
Ceketinde belki beş
Başında kabalağ
Senin tek rakibin bu heybetli dağ
Kendini hep ondan güçlü görürsün
Bu gücü nerden alırsın ey Kaçkarlı küçük çoban
Çimenlerden takla atar, uçurumlardan koşar
Kumarlarda yuvarlanır
Yaban meyvelerinden yersin
Bilirim Kaçkar ne Toroslar’a ne Erciyes’e ne de Ağrı’ya benzer
Öyle bir yağmuru sisi var ki
Kimseye aldırmaz değil mi küçük çoban ?
Kurtlarla köşe kapmaca, ayılarla taş atmaca oynarsın
Dağ tavukları ve avlarla arkadaşsın küçük çoban
Gökteki dostların kartal, şahin, akbaba ve atmaca
Yağmur yağar su dolan kara lastiklerinin içine
Üşümemek için dans eder horan aynarsın dağlarda tek başına
Kayalara taş atar nişan oynarsın
Göllerinde yüzer derelerinde balık tutar
Dağ çiçeklerinden çay yaparsın
Zirvelerinden yaban gülü ve lale toplarsın
Güneş doğarsa sevinir, taş üstünde yatarsın
Yağmurda, fırtınada, karda ağlarsın
Gözünden akan yaşların bile farkında değilsin Kaçkarlı küçük çoban
Keskin çakın elinde besmele hep dilinde
Puğreden tulum çalar,dağlardan yankı dinlersin sesine ses istersin
Acıkınca bez azık torbandan
Peynir, tereyağı, minci çıkarıp yersin
Söyle sığırlarını, tosunlarını, kuzularını
Canından da çok mu seversin?
Seni 35 yıl sonra Kaçkarlarda arıyorum küçük çoban
Ne sığırların var ne sen varsın
Söyle nerdesin, nerdesin
Yoksa neslin mi tükendi
Dağlar ıssız, sular bile akar olmuş sessiz
Otlaklar hayvansız izsiz
Ağlıyorum sessiz sessiz
Neredesin ey kaçlarlı küçük çoban!
Gurbete mi çıktın,bakan mı,işadamı mı, doktor mu, öğretmen mi, avukat mı oldun?
Bir yerde mi çalışıyorsun yoksa sürünüyor musun?
Dağların sevdasına mı tutuldun?
Mecnun mu oldun?
Seni arıyorum nerdesin, nerdesin ey Kaçkarlı küçük çoban
Çok özledim gelmezsen bir mektup yaz,haber gönder
Telefon et! Şimdi telefonda çekiyor bu dağlarda
Senin zamanında yolda yoktu arabada
Gel seni bekliyorum kaçkarlarda
Hala yaşıyorsan ey Kaçkarlı küçük çoban! Küçük çoban!
Hemen gel gel bitiyor ömür ve zaman
Ömür ve zaman!!!