6
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
2391
Okunma
-SARIKAMIŞ MEKTUBU
Anam bu mektubumu sana Sarıkamış Allahü ekber dağından yazıyorum.
Bir kaç saat öncede bazı beyitler yazmıştım, mektubumun zarfında o beyitleri de bulacaksın
Götür bu yazdıklarımı muhtar emmiye okuttur anam.
Canım anam, Mektubuma başlamadan önce baki selam eder o gül kokulu nasırlı ellerinden hürmetle öperim
Bir bilsen nasıl özledim sizleri sen de gardaşlarım da inan burnumda tütüyorsunuz, burada arkadaşlarım ile sizleri yad edince burnumun direği sızlıyor sanki ciğerlerime kor düşüyor be güzel anam.
Mektubuma başlarken,tırnaklarım dondu, üstünde parmaklarımın izi!
Bir baktım! Kim varsa yanımda, sararmış, donuk benzi.
Özledim be ana! Ahh ah, şimdi o sıcacık tarhanandan yudum yudum içseydim.
Hani sana sormuştum ya, dedem ve babam, onlar nereye gitti diye. Sen de; "biz rahat uyuyalım diye Çanakkale’ye Sakarya’ya gitti" demiştin. O zaman nasılda, anlayamadım ,neden gittiklerini. Hatta kendi kendime; "baba niye bu kadar uzaklara gittin ki" diye hep söylerdim. Sen, kapının önünde dursanda ,biz yine rahat uyurduk, ben de seni bu kadar özlemezdim. Her gün, ne zaman gelir diye sormaz , beklemezdim. Komşumuz Fadime teyzenin oğlu vardı ya hani,osman yetim osman onunda babası yoktu, hatta okul arkaşım Nuri, onun babası da yoktu.neden çocuklar hep yetim babaları Nerdeler diye sorduğum zaman; onların babalarıda Çanakkale’ye çalışmaya gittiler derdin.
Köydeki tüm amcaların Çanakkale’de olduğunu söylerdin Çanakkalde çokmu iş vardı da herkes ora gitti Şimdi kendi kendime düşündüm, köydeki herkesin neden Çanakkale’ye gittiğini ama şimdi anladım anam! Dedemin ve babamın neden gelmediğini. Sen hâlâ onları bekliyorsun umutla ve şimdi birde beni, Sarıkamışa giden oğlunu . Biliyorum küçük kardeşime "abin sarıkamışa çalışmaya gitti" diyeceksin. Onuda büyütüp vatana göndereceksin. Sen anasın ! Sen Vatansın !
‘’Benim yarim Vatan, benim yavrum Bayrak" deyip karatoprakları bağrına basan anamsın , sen ki benim en kutsalım, Anadolumsun
Ben o Anadolu’nun Allahü Ekber dağında, bebeler rahat uyusun diye ve birde sen anam, anadolum yatağında rahat uyu diye gönderdiğin yerdeyim.
Sen başını koyup yastığa rahat uyu anam! Evladınla gurur duy. Yediğin ekmek, içtiğin su ,içerken içine sinsin...
Muktubu okurken ağlarsan, menekşe gözlerini melekler silsin.
Anam! Ellerim titriyor, ayaklarım üşüdü biraz,
Allahü Ekber dağından toz kaldırdı poyraz.
Anam biliyorum ne desem boş. Dedemden, babamdan artık ümidini kes.
Şöyle bir baktım da sağıma soluma, bizim damlarda tutan buza benziyor herkes .
Ordulu Rıza, Antepli Salih, Denizlili Hüseyin herkes mektup yaziyor iki büklüm.
Artık çam kokmuyor dağlarda, ağaçlar, taşlar,mantarlaştı, burnumun dibinde ölüm.
Anam satırlarıma son verirken hürmetle ellerinden öperim.
Unutmadan bir selamım var, hani komşumuzun kızı vardı ya İklim?
Ona cok selamımı söyle. "Bayrakmış benim yarim, vatanmış sevgilim...
SARIKAMIŞ DESTANI. (-BEYiT )
Mektubun devamını beyitlerimle yazdım
Burnumun ucu dondu oldugum yerde gezdim
Ne gün doğdu ne güneş ayağım bastığımda
İki damla yaş döksem yaş donar yastığımda
Levh-i mahfuz kalemi yazdıysa bu bozulmaz
Toprak dondu taş dondu bura mezar kazılmaz
Yeni kuzular geldi gidip yanına vardım
Gelenlerin hepsine bir bir ismini sordum
Yusuf, sen nerelisin ?Erzurumlu dadaşım
Bende Ispartalıyım, gelde otur gardaşın
Hasan, sen nerelisin ? Elazığlı gakkoşum
Gel de sarılam gardaş valla bu gün bir hoşum
Ali, sen nerelisin ? memleketim boludur
Bir kızım var Sakarya yarim Anadoludur
Anam kiminin kolu kiminde ayak gitmiş
Gencecik yigitlerde Bıyıklar yeni bitmiş
Burda gördüm rüzgarın dağla çarpınışını
Nasıl yazsam mehmedin karda çırpınışını
Gelenlerin çoğuna künyeler yazılmamış
Yerdeki yatanların mezarı kazılmamış
Ali Hasan yusufla Koyun koyuna donmuş
Çakallar etrafında üstüne kartal konmuş
Ağlasam ağlayamam gözlerimde yaş üşür
Eger sarsam yorgana zemheride kış üşür
Bir nida kopardım mı enginler dağlar inler
Vatan denil dimiydi gerisini kim dinler
Yedi gardaşıma can veren nefesim varya
Bir yanım Çanakkale öbür yanım Sakarya ??
Elimde mavzer dondu bir kurşun atamadım
Buz tuttu ayaklarım uzanıp yatamadım
Bu nasıl soğuk sanki gökkubbe yere indi
Gün şafağa takıldı güneş yoruldu dindi
Burda yıldızlar yok ay kapandı güneş söndü
Baktım nice yiğitler kar çiçeğine döndü
Toprak altında değil karın altında başlar
Etrafımızda döner çakallar ile kuşlar
Beyaz kefen üstünde ölüme giden yolcu
Yatmışlar birer birer ilk ölen bizim kolcu
Gün gelip o toprakta et kemik süreceksin
Vatan nasıl sevilir o zaman göreceksin
Bir birine yapıştı çantada ekmek sular
Sarık külâh lerzedâr dondu demir namlular
Güneşin sönüp karın düşmeden donduğunu
Burda gördüm kuşların ölüye konduğunu
Vatana hudut bildik dikili duran taşı
Sarıkamışdan selam sana Seyit onbaşı
Ana en son beyiti zorla yazdım yaprağa
Nice yiğitler düştü tekbirlerle toprağa
Artık kalemim dondu yazdım bir kaçkez anı
Bu gün tarihe düşen Sarıkamış destanı...
Cenazeler toplanır taputa bindirilir
Kuşlar çalıp gitmesse mektubum gönderilir
Mehmedin kar altında yattı Sarıkamışda
Doksan bin ay ve güneş battı Sarıkamışda
HARUN YILDIRIM
5.0
100% (9)