16
Yorum
28
Beğeni
5,0
Puan
1304
Okunma

Taarruza geçti, hasretin gülüm
Gönül gözü ile, baktı gözlerin
Ömür dehlizinde, kayboldu yolum
Çınlar kulağımda, hala sözlerin
İdil’den Hazar’a, coşup akmaya
Mehtap eşliğinde, şemler yakmaya
Doyamazdım canım, sana bakmaya
Çıkar mı aklımdan, hatem yüzlerin
Hüzün mendiline, sildim yaşımı
Omuz yok ki, dayayayım, başımı
Zaman tutukladı, hayal düşümü
Yetmedi mi hala, cilve nazların
Rüzgar ıslığında, gelen nağmeler
Dertli bozlak olur, yüreğim deler
Bu gönül bir kuzu, ardında meler
Silinmez sahile, vuran izlerin
Ne zaman kavuşur, elinle, elim
Lâl oldu, sustu bak, konuşmaz dilim
Dağıldı aşk ile, dokunan kilim
İfşa oldu gayrı, bütün gizlerin
Neden çıkar gibi çarpar bu yürek
Özlem sancısına, dayanmak gerek
Direnmeli her dem, hem de gülerek
Gücü yeter mi ki, bilmem bizlerin
Yanan yüreğimde tütse de duman
Lüzumsuz diyor ki, demedim aman
Feleğin çarkında, erirken zaman
Sırası gelir mi, güzel hazların
Sadık DAĞDEVİREN
Aşık LÜZUMSUZ
ETEK YAZILARI
TAARRUZ: Saldırıya, harekete geçmek
DEHLİZ: Üstü kapalı, dar ve uzun geçit
İDİL: Hazar Denizine dökülen bir ırmak
MEHTAP: Ay ışığı olan gece
ŞEM: Mum
HATEM: Yüzük, mühür, cömert, son, en son
NAĞME: Uyumlu ses, ezgi, melodi
BOZLAK: . 1. Orta ve Güney Anadolu’nun birçok bölgesinde bir türkü ezgisi. 2. Bu ezgiyle söylenen, konusu acıklı türkü
LÂL: Dili tutulan, konuşamayan, dilsiz
İFŞA: Ortaya çıkan, açıklanan, gizliliği kalmayan
5.0
100% (23)