14
Yorum
25
Beğeni
5,0
Puan
1359
Okunma

Gömülü beratına sığındığım…
Sindirildiğime kani kimi, dememe ne hacet
Hele ki yüreğin isi sessizliğin ümmetine saygılı
Bir coğrafyadan öte mademki,
Telaşımı hoş gör sevgili.
Ellerim dert küpü ve nasırlı iç sesimden sızandan da öte,
İçli yâd ettiğim hele ki demlendiğim
Ve derken nöbete durduğum gönül yorgunu,
Aşka özlemi her dem azığı şu hidayete varmakla mesul
Yüreğin kırık haznesine yığdığı hoş görüden ibaret
Yine de en derin mazi iken teselli bildiğim
Aşka müptela bir kelam kadar sevgiye namzet
Bir dokunuş iken durduk yerde
Akan yaşlara nispet şu elin neşesi.
Mahareti olsa olsa kelamın,
Zihniyeti allak bullak şu heyula devranın:
Kerpici midir de şu beyhude gölgelerden akan gözyaşı
Sağım solum kaynar ince ve derin bir öfke,
Tecrit olmanın ötesinde
Tehir ettiğim yarına son sürat yığdığım
Hacizli imleri
Ve tekerinde kırık bir vidadan mütevellit
Onca kaza’nın müsebbibi.
Tınısı efkâr, yüreği somun;
Yüzü biblo elleri narin kaderim…
Dokunaklı olmasa da her şarkı
Mabet bildiğim bir tefrikanın son suretinde
Kapaklandığıma dair belki de ansızın esen rüzgârın
Yığdığı, yıktığı, yıkadığı gönül mabedim.
Demir aldım en uzak sahile;
Yüzünden akan bin parça sevdanın
Demli tezahüratında depreşen nankör bir cümleyi mi
Boykot etmeyeceğim
Hele ki esir addedilen faninin devinimine
Lanet okuyan iblisten de mi korkacak melek yüzlü
Deryalardan taştığıma kani gök kubbe?
5.0
100% (19)