Merhaba bir dalı mor,
Bir dalı beyaz çiçek açan leylak,
Mor menekşem, kırmızı lalem, erguvanım,
Pembe, beyaz, sarı, güllerim,
Goncalarım,
Sizi gördükçe yarimi hatırlarım…

Merhaba sırtını duvara yaslayan sarı çam,
Merhaba güzel kokulu köknarım.
Sen yapraklarını dökmeyen ey! kara taflan
Ahu dudum,
Sizi gördükçe bade içesim gelir,
Aheste aheste,
yudum yudum …

Merhaba beyaz çiçekli can eriği,
Merhaba hale, güz şeftalisi,
Yanakları allı, yaz elmam
Siz olmadan sol yanım tutmaz,
Sizsiz yapamam, sizsiz yapamam…

Fındık dalındaki minik serçeler,
Merhaba kadı lokmasının, korkulu rüyası saksağan,
Kelebekler,
Asma dalındaki ebem böceği,
Asalak ve ürkek kedilerim,
Benim uysal ve sadık dinleyicilerim…
Kara dutum, böğürtlenim, çiğdemim,
Dert ortaklarım benim…

Yine çok gürültülüydü şehir,
Yine acı çekenler vardı kalabalık içinde,
Yine egzoz kokuyordu hava,
Kaldırımlar çöp, kir.
Yoruldum artık bunları anlatmaktan,
Ve size geldim, size geldim...

Bu gün karar vermiştim kara haber yazmamaya,
Irak olmak istedim tüm olumsuzluklardan,
Yine Irak dedim bilmeden, uzak olmaktı kastım,
Üzülmesin diye dostlarım,
Koskoca bir günden
Kendimi soyutladım
Bu gün de size geldim güzellerim,
Sizden bahsettim, sizden bahsettim,
Sizden bahsettim…

CEMAL EROĞLU- TOPRAK VE KAR’ dan...