sanki bugün bir eksiklik var,bir sessizlik,farklı bir sensizlik. saç tellerimden kopan bir kaç tane,parmak uçlarımdaki kan yoğunluğu yada ne bileyim hani hiç tanımadığım ama hep onunla olduğum senin eksikliği. var bugün birşeyler var. hayra yordugum,yorarken yorulduğum bir eksiklik.saat hep aynı;gece yarısından sonra dünün bittiği bugünün başladığı vakitler.oda farksız dört beyaz duvar ,suratsız bir masa ,masada duran vazo,vazoda duran bir kaç toplu iğne,iğnenin ucundaki sonsuzluk...gecenin siyahi,siyahın karaya çalan tonları,karanın karamsarlığa olan bağlılığı.sanki tamam gibi..herşey yerli yerinde,sevimsiz bir gece,soğuk bir oda,odanın içindeki masa,masanın üzerindeki vazo,vazonun içindeki toplu iğne,toplu iğnenin ucundaki sonsuzluk ve hergün tekrarlayan sensizlik.masayla vazo bu geceye bahane,tek eksiklik vücut ısısından ses tonuna,kilosundan tut ta yürürken attığı sol adımın yarıçapına kadar tanıdığım ama henüz tanışmadığım  hayalinin eksikliği