8
Yorum
14
Beğeni
0,0
Puan
1527
Okunma

Meşkin, siyah beyazmış lütfunsa gün batımı
Sefan arayıp durdum ellerim başta kaldı
Meğer, sevdan ayazmış saçımsa yün katımı
Öne gelene sordum ellerim başta kaldı!
Hüznünden kokan toprak beni mi bildin Eylül
Hazan sarısı yaprak yine mi geldin Eylül?
Vicdanen özdü sözüm aktim, diye sevmiştim
Sendin, görendi gözüm yazgım diye övmüştüm
Ne bir fal, ne de yaprak şimdi, ne kaldı gerim?
Ufkum loş, nem ki şakrak? Tekmili saldı dirim!
Hüznünden kokan toprak beni mi bildin Eylül
Hazan sarısı yaprak yine mi geldin Eylül?
Boşa yeminin, nazın zılgıt çekse yüreğin
Özde safran bağladım dair, başka çağlamaz
Makamda usta sazın ister, yıksa direğin
Kendi, kendim dağladım artık, aşka ağlamaz!
Hüznünden kokan toprak beni mi bildin Eylül
Hazan sarısı yaprak yine mi geldin Eylül?