3
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
735
Okunma

çocuk yaz boyu çevirdi topacını
kadın kedilere süt verdi
uzaktılar dilini sevgiyle barıştırmayanlara
sığındılar çürük değerlerden arınıp bakir koylara
çocuğun gülüşü özgür
kadın koza içinde suskun
kadın ve çocuk turna kuşlarının şarkılarındaydı
mayısların deli baharlarında
kanadı sözcükler zamansız ve apansız
bulvara bakan pencerede bekleyen kim
kanıyor ebruli kent
gözlerinde çakıl mavisi zaman
eskidi bütün kıyıların dilinde
barışa dair o billuri söz
kuşlar ürkek geçtiler
böğürtlen kokulu sevdalardan
son yazdı
toy kanatlarında ilkel tanrıların buyrukları
ayinlerde yenik ergen savaş tanrıları
özgür rüzgar gülümüz
patikada uçarı bisikletimiz
kumral çocuk sallanıp duruyor boş salıncaklarda
gözlerini kapat bu sanrıya
zeytin dallarını düşleyen çocuk
alma eline tahta tüfekler
bahar yeni goncalar verecek
ıhlamur yeşili bozkırlarda
uçuşan kelebekler konacak ellerine
armalar armalar
kozamın içinden çıkıp
gömeydim sizi buzul göllerine
yoksulluk ve yaban gülleri gözlerinin boşluğunda
başımızda ulu uğultular
epileptik nöbetler geçiriyor bir general
kozalarda sakla beni çocuk
uzun konuşuyor fırtınada karda üşümeyenler
kurşun askerler alma bana baba
martıları sayacağım kız kulesinde
çakıl taşları doldurma ceplerime
bırak meleklerim olmasın
berjer koltuklarımız olmasın
kırılan oyuncaklarımızla dalarız rüyalara
kırmızı fener alayları al bana baba
pullu arabalar
yakamoz ışıltılı deniz kızları
kör bir kayıkçı değilim
badem çiçeklerinin kanlı temmuzlarda açmadığını bilirim
tahta tüfekler alma bana baba
elimdeki kırmızı balonlar kaçmadan
aç kafeslerin kapılarını
kuşların ahını alma baba
saçları saman sarısı çocuğum daha
pagan ayinlerde yerim yok
kozalar içinde sakla beni
barış manço şarkılarıyla kelebek olacağım yarınlara
patikada seyirten güvercin gücenik rüzgarlar takmış kanatlarına
sarınıyorum mor harmani hüznümü
birazdan çıkacağım sokağın oyunlarına
ellerime paslı silahlar verme baba
ürkütülmüş ağıtlı bir çiçeğim
aryalar kanatıyor kalbimi
nar çiçeklerine boyandı sokağın ardı
serçeler kondu sunaklara
sağım solum sobeli mavi
aynalarda maskeli palyaçolar
epileptik nöbetli pilot bombalıyor şehirleri
lavanta kokulu eteklerine sığınıyorum annemin
kapat akasya bahçelerinin kapılarını anne kedilerine sığın
cadı ağaçları alma bana baba
tuvalime mezarlık bekçileri çizmeyeceğim
postallar aylak adamlar yargıçlar
melon şapkalar çizmeyeceğim
tuvalime mavi yelkenler ayçiçekleri güvercinler çizeceğim
anne kaf dağının mutlu çocuklarına rengarenk düşlerle kedi masalları anlat haydi
armalar armalar gömeydim sizi buzul göllerine
ırmak kenarında ninem ip eğiririr masallar anlatır yarının çocuklarına
armalar armalar ataydım ölüm askılarınızı tanklarınızı
tüfeklerinizi mengenelerinizi tahta köprülerden
havalandı saçaktan uzun sevişmeler ve savaşlar ardından beyaz güvercin
belli ki başka bir ülke arıyor özgürce kanatlanacak
çocuk yaz boyu çevirdi topacını
kadın kedilere süt verdi
çocuk kozasından çıktı
kadın kedi masallarından
ikisi de dilini sevgiyle barıştırmayanlardan uzaklaştılar
ÖMRİYE KARATAŞ
Görev dağdan ağır, ölüm tüyden hafif.
Japon atasözü
5.0
100% (3)