Düşman, namlularını yurduma çevirmişse
Bize düşen -alnından- tereddütsüz vurmaktır!
Ülkemiz kaçınılmaz bir savaşa girmişse
Devletinin ardında bir dağ gibi durmaktır.

Yüreği şehitlerin acılarıyla yanıp
Deliksiz uykulardan silkinerek uyanıp
Ön yargıdan sıyrılıp sağgörüyü kuşanıp
Mesnetsiz lakırdının hayasını burmaktır!

“Yetsin artık milletçe çektiğimiz bu cefa
Kalleş, kahpe pusuda şehadetim kaç defa!
Bu zulmete dur demek; bir meşru müdafaa…”
Deyip Türk’ün sesini dünyaya duyurmaktır.

Zalimi perperişan yere indirmek için
Mazlumun hanesinde yası dindirmek için
Gönül coğrafyamıza huzur getirmek için
Can yakanları yakıp, külünü savurmaktır!

Vatandaş vatanına sadık yâr olsun diye
Ordumuz gazasında muzaffer olsun diye
Milletim beka bulup devlet var olsun diye
El açarak Allah’a duaya buyurmaktır.

Anadolu’dan gayrı hangimizin var evi?
Türkiye’de yaşayan her yurttaşın ödevi
Vatana sahip çıkıp; hem maddi hem manevi
Hoşgörü teknesinde sevgiyi yoğurmaktır.

25 08 2016
Salih ERDEM