13
Yorum
21
Beğeni
5,0
Puan
1391
Okunma
Aslında..
Yaşamak denirse adına
Yaşamaktır...
Bazen aç, bazen karın tokluğuna
Biraz tuz,biraz biber
Hani o,
Bir lokma ekmek uğruna..
Bu ellerde..
Siyah perdeler çekilipte
Aydınlığa..
Korkarak ve ürkekçe,
İçten içten sessizce ağlamaktır,çaresizliğe
Hiç umudu olmayan yarınlara..!
Ve öylece sığınmaktır..
Bu şehrin arka sokaklarına
Varoşlarına...!
İşte..
Bacası tütmeyen..
Bu garip fakirhane,
Onlardan sadece birisi
Derme çatma çatısı,
Naylonla kaplı iki pencere.
Birde yarı açık,kırık dökük kapısı..
Yaşama dair..
Ne ses var var,ne seda.
Ne bir ışık,nede tüten bir baca..!
Halbuki..
Görüyorum,
Gezinen gölgeleri,
Bu metruk evde..
Mutlaka yaşıyor birileri..
Ve işte..
Günler önce,
Sokaklarda gördüğüm yine o çocuklar
Demek bu barakada kalıyorlar.
Evin önünde..
Yalın ayak,
Üzerlerinde..
Birtek ince atletle
Buz kesen karlar içinde
Adına..
Eğer oyun denirse
Koşuşturuyorlar ordan oraya,
Sanki,
Tiyatro var o evde,
Hayatın en acı gerçeği,
O an oynanıyor sahnede.
Yüreğim yana yana,
Dayanamadım,yanaştım yanlarına,
Yakından görünce onları,
Anlatamam..
O anki duygularımı..!
Tombul tombuldu,
Kardan kızarmış ayakları..
Al aldı yanakları..
Ve..
Gözleri ışıl ışıldı her birinin..!
Ben,
Ağlanıp,sızlanacaklarını beklerken
Onlar bana gülümsediler.
Karşımda ne eğildiler,nede büküldüler..
Belki de karınlarına..
Bugün bir lokma ekmek bile,
Girmemişti daha...
Onlar..
Aç acına,yalın ayak dolaşsalarda
Karda kışta,sokakta....
İnanın ki..
Çok mutluydular, bu hayatta.
Ben..
İlk defa
Kanaat edipte aza,
Mutlu olabilmeyi gördüm,
Yüzlerinden nur akan o çocuklarda..!
5.0
100% (15)