22
Yorum
39
Beğeni
5,0
Puan
1453
Okunma

ki ölüm vaktini zavallı hiç bilmiyor
oysa ki vuslatta son vakitler
hep kuş uçuşu bakıyor
ve hata üstüne hatada duçar biçare
kepazeliği yüz karası
karman çorman işte harcar zamanı
güzel olan ne varsa kaçıyor
soysuzluğu boy boy dizilmiş
kömür karası yüreklerle
vicdan sessizce kaçıyor bir köşeye
sonrası yeni bir insan hüküm sürüyor
katran karası geceye
sokaklarını çevreleyen rezillik yegane seyirli
bilinmez ki kimin eli kimin cebine tehirli
haya görmeyen yürekler
edep bilmeyen dimağlar
ve sadece
bir cebin şişkinliğini ölçen bedenlerle
arsız kadın
soysuz erkek
her bulduğu an ceviz kırıyorlar
saniyelik duygular sıçrar
nefse uyumdur karar
bir ömür boyu çıkılmıştır yoldan
ve tüm değerlerden
beyaz çarşafta böyle bir ömre az
menfaat bu verir gaz üstüne gaz
an sadece anı çeker
ortaya dökülen her şey
esvap altında et
utanmadan savrulur ortalığa
her an ölçülen hayatın
son nefesinin hali ölünce görülür
etle elde edilenler ateşe bürünür
peki bunun neresi kâr
yeri kara toprakta bekler anını
ve sunulacak o karanlık emrine
kirletip durdukça kanını
er geç son bulacak
bayat ruhlarda yatan duygular
ve kokuşmuş bedenler
rezilce yaşamın dört duvar arası
çıksa da foyası
sığınır durursun edepsizliğe
ama bir gün bir ses duyulur
ve yığılışta da kalırsın hiçliğe…
(11.08.2016) AZAP…
5.0
100% (31)