1
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
1043
Okunma

Akşamın pembe tülden kıyafeti üstüne
Kıpkızıl zamanların devamındaydı gece,
Yârin sunduğu tatlı ziyafeti üstüne
Bol köpüklü bir kahve kıvamındaydı gece...
Bülbülün, gülü ile vuslatı ânındaydık,
Aşkın, acısı bile tat veren yanındaydık,
Gülün dikeni batmış bülbülün kanındaydık;
Haşrolan iki gönlün, kıyamındaydı gece...
Sevdâ ile şakıyan diller düşünce bîtap,
Bakışlarda, ellerde, dudaklardaydı hitap.
Bir ’Hayyam Rubâisi’, yasaklanmış bir kitap
Ya da bir aşk şiiri kelâmındaydı gece...
Çekilen hasretlerin, kefareti gibiydi,
Kavuşmanın, vuslatın mefhareti gibiydi,
Arının, bal yaparken mahareti gibiydi;
Aşkın, sevdalılara selâmındaydı gece...
Âşıka, bir gecelik böyle ödül mü olur?
Pembe goncayken cânân, kırmızı gül mü olur?
Ateşten gecelerin sabahı kül mü olur?
Cevapsız soruların cevabındaydı gece...
Ünal Beşkese
::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::
haşr olmak...: kaynaşmak
kıyam..........: ayağa kalkmak, yükselmek
mefharet......: övünç
5.0
100% (3)