Mekke’den Dualar Yükseldi Semalara,
Semalardan Rahmet İndi meydanlara
Camilerden Selalar kanatlandı Arş’ı Alâya
Yediden yemişe Necip Millet Ayakta
haine, alçağa, satılmışa kıyamdır bu son bahar

Şahlandı meydanlarda Gazi Milletim
Yediden yetmişiyle İman ile Aşk ile
Bildirdi haddini ihanete Şehid Milletim
Kanından Al Bayrağa verdiği Asil kan ile
Tarihe nokta koydu yine bu sohbahar

Emreyledi bir temmuz gecesi
Baş Kumandan bize sefer, bu sonbahar
İşte Başına Sahip çıktı Necip Millet
Çiğnetmedi Namunusu çiğnetmeyecek


Duyulsun uzaklardan şahlanıp da
Dört nala dönen Burakların nal sesleri,
Yayılsın Tekbir Tekbir Yiğitlerin sedaları,
Dosta güven düşmana dehşet bu son bahar.

İnsin Arş’dan, arz’a Ak Kanatlı Buraklar,
Üstlerinde Haydarı Kerrarlar Hamzalar,
Mazlumlara vekil olsun da ol Zülfikâr,
Müminlere bir felah kapısı olsun bu son bahar.
Kapansın artık bu kapkaranlık zulüm çağı,
Adaletin kapuları açılsın bu sonbahar.
Açılsın birer birer Şehadet kapuları ardına kadar,
Kanatlansın ruhum Kutlu Kervana bu sonbahar.
Tende canım kurban olsun,
Vatanıma Al Bayrağıma
Şanlı Sancağıma
Ezanıma bu son bahar.

Bu son baharıdır ömrümün,
Belki de bu son akını Sevdamın,
Yüreğimde bu yangınlarım,
Söner mi bilmem bu sonbahar.


Not: Son bahardan kasıt, mevsimsel anlamda değil.


Şair; Erzurumlu Hayrettin KIZILOĞLU
DADAŞ