9
Yorum
23
Beğeni
5,0
Puan
872
Okunma

İçin için üflediğim ney’in sessizliğini
Çekmek içime,
İçmediğim yalanlardan muzdarip,
Gölgeli sensizliğimin kırsalında
Hatta havai bir kırlangıcın kırık kanadında…
Hayli izbe, kırılgan bir nüans,
Varlığımın hiçlik sarmalı,
Gök kubbenin enginliğine delalet bitimsiz sancı,
Doğmaya saniyeler kala.
Müebbet iklimlere çarptırıldım;
Yazın ortasında,
Şubat’ın kırağı
Haziran’ın göbeğini henüz kesmişken Tanrı.
Ölüp dirilmeyi arzu ettiğim,
Çıtası sevginin
Nasıl bir tezahür ise,
Civcivli tedirginliği boşboğaz imlerden
Varlığıma sinen,
Yine de varlıksızlığımdan hicap edip
Yokluğu mezar bildiğim…
Nasıl bir tezahür ise
Mutlak mutluluklarda ıslanmayı düşlediğim
Yine de yolu pek düşmez
Bizim oralara,
Ismarladığım müridi
Payidar kalmasını dilediğim
Bakir, çocuk neşem.
Külyutmaz yetilerimi çaldırdım çaldıralı,
Aklın irini sızan,
Hani o çatlak, muhalif yankısında
Duymayı epeydir
Tehir ettiğim.
Doğmadığı yalan hiçsizliğimin;
Hem de emsalsiz bir serzeniş
Tepinen tümce boyu adamların adımlarını
Sağaltan yarınlar:
Ellerinde krizantem,
Düşleri beyhude tek düzeliğin
Arap saçı imlerin tekelinde günü birlik sevinçler:
Ne ahkâm keserim
Ne dilimde tek bir yalan,
Öncesizliğime kefilim.
Yarınlar neyime?
Beyaz sayfalar, ırgat yalnızlığın seferberliği adeta;
O dilsiz maskelerin serzenişi…
Doğduğum, doğuramadığım
Tümcelere kefilim:
Genelde kırgın ya da yılgı yüklü
Bitimsiz nöbetlerin
Kalmadı ne gecesi ne gündüzü.
Boynumun borcu,
Mükellef kılındığım dostluğuyla
Başucumda hüzün perim.
Devingen şifrelerin kerameti,
Hanidir açamadığım kilidin.
Şecerem nasıl da yüklü kursağımda:
Heyula, girgin kıyımlarda
Ne çok arbede:
Bilinmezin pervazında
Kıyama durmak asli vazifem.
Miracım hangi iklimse unuttum gitti
İkilem yüklü gölgelere asılı kalmanın vebali
Bil ki boynuna,
Tehir ettiğim ölümü
Savsaklarken Tanrı
Kaybolduğum düş pazarında.
5.0
100% (19)