7
Yorum
13
Beğeni
5,0
Puan
1312
Okunma

Noktalar dokuyorum küfürbaz notalara
Mehtabın uyuttuğu denize atıyorum
Feraset bağlıyorum iğneli oltalara
Belki yetmez diyerek utanma katıyorum.
Kelimeler içinde mutlaka şiir yok da
Birisini bitirdim işte sana bir nokta.
Bir sonraki noktaya birazcık nakış döktüm
Sarı yeşil kırmızı kullanıp ibrişimi
Düğüm de tutmuyordu çekip ucundan söktüm
Görseniz gülerdiniz öfkeli titreşimi.
Bu bulmaca içinde muhtemel girift çok da
Yalan yanlış olsa da işte sana çift nokta..
Değer miydi çabaya orasını bilemem
Kararı sizler verin muhtemel lâl dokunuş
Kızsam da hiç kimseye melanet de dilemem
Yasağa bulaşmadım hepsi helâl dokunuş.
Yay gerili dursa da hızla giden güç okta
Ünleme de gerek yok işte sana üç nokta…
Afet Kırat
ÇÖZÜMLEMESİ
Ses tabakası: Şiir 7+7 hece ölçüsüyle yazılmıştır. Üç birimden meydana gelmiş, birimlerde altışar dize kullanılmıştır. ababcc, dedecc, fgfgcc uyak örgüsüyle modern bir yapıya sahiptir. Şiirde ince “e”(52) ve ince “i”(60) sesleri hâkimdir. Diğer öne çıkan sesler ise yumuşak sürekli “r” (35) ve “n”(32) ünsüzleridir. “Manası olmasa da işte sana çift nokta” dizesinde ise sekiz kullanımla “a” asonası dikkat çekmektedir.
Anlam tabakası: Şiirin öznesi, öfkelendiği bir kişiye sesleniyorsa da, kaba, küfürlü şiir yazan tüm kişilere sesleniyor diye bir genelleme yapılabilir. Bu şiir, şiir çeşidi olarak didaktik (öğretici) türlerin içinde yer alan yergidir. Yergi; bir kimseyi, bir düşünceyi iğneli ifadelerle yermektir. Yergilerde söylenilenin doğru olması gerekmediği gibi ağır sözlere, hakaretlere de yer verilir. Kırat, çağlar boyunca süregelmekte olan bu anlayışı eleştirmekte yergi bile olsa edebin elden bırakılmaması gerektiğini hem öğretici hem de sanatsal bir dille ifade etmektedir.
Şiirin bütününe tariz sanatı hâkimdir. Tarîz; “Tenkit, alay, doğruyu gösterme maksatlarıyla söylenmiş sözlerdir. Ölçülü olma, kibarlığı elden bırakmama yahut söze muhatap olanı kırmama gibi amaçlara hizmet eder. Başka bir ifadeyle tarizde kastedilen anlam bir sıfat ya da durumdur; ama bu sıfata konu olan belirtilmez.”
Şiirin birinci biriminde; kaba, küfürlü yergilerin şiir olmadığı söylenmiş bu tür yazanlar eleştirilmiştir. Yerginin incelikli olması gerektiğini “İncelik iliştirip iğneli oltalara” dizesiyle dile getirmiştir. İkinci birimde yergi haklı sebeplere de dayansa, kişi öfkelense de zarafetini elden bırakmaması gerektiği üzerinde durulmuştur. Üçüncü birimde de aynı anlam devam etmekte, kimseye melanet (lanet, beddua) dilenmemesi, meşru sözcüklerle karşılık verilmesi gerektiği imlenmiştir. Şiirde geçen lal: Sessiz, sessizce dokunmak; melanet: İlenmektir (beddua).
Didaktik özelliği de bulunan bu şiirin teması, yapılan yergilerden duyulan rahatsızlık, kızgınlıktır. Yergilerin de şiir sanatına yakışır seviyede olması görüşü dile getirilmiştir. Yerginin nasıl yapılacağını kendi örnekliğiyle açıklamıştır.
Obje tabakası: Noktalar, iğneli (söz) şiirin temel objeleridir. Lal dokunuş, kullanımında iham/tevriye sanatı da akla geliyor: Şiirdeki belli sözcüklerin kullanımı “dokumak, nakış, ibrişim, düğüm, sökmek” anlamca ilişkili olduğu için bir tenasüplüdür. Bu nedenle lal dokunuşu, dokumacılık mesleğinin terimi gibi anlamak da mümkündür. Oysa lal dokunuş şiirde sessizce dokunmak anlamındadır. Bazen şairler okuyucuyu şüpheye düşürmek isteyebilirler, iham ve tevriyenin amacı budur. Şiirde istiare (=eğretileme), teşhis (=kişileştirme) sanatları da vardır. Şair şiirini, dizede dediği gibi gerçekten bulmaca haline getirmiş, dahası ince ince dokumuştur.
Karakter tabakası: Belli bir nesnesi, olgusu olmayan resimcikler imgedir: Şair bu şiiri, “noktalar dokumak”, “küfürbaz notalar” imgeleriyle başlatmış yine anlaşılır imgeleri sık sık kullanmıştır. Kimilerine göre şiir imge ve sestir. Kırat’ın i mgeleri ve sesi öne çıkarması sanatının belirgin bir özelliğidir. Yine bir kadın şair olarak, yergi bile olsa zarafetin elden bırakılmaması gerektiğini belirtmiştir. Kırat şiirinde duygu, düşünce ve hayallerini ince ince dokumuş, mecazlarla süslemiş şiirini yaşayarak okuyucusuna aktarmaya çalışmıştır. Kırat’ın bu şiirinde sözcüklerin mecazi (= değişmeceli) anlamları gerçek anlamlarından daha çoktur. Bu kadar mecaz, okuyucuda sürekli bir zihin faaliyetine yol açmaktadır. Anlam katmanları bu didaktik türü şiir yapmıştır.
Alın yazısı (kader) tabakası: Toplum içinde yaşamak zorunda olan sosyal insanın mümkün olduğunca başkalarını kırmamaya çalışması esastır. Kötü söz sahibine aittir sözü ve Konfüçyüs’ün “Sana yapılmasını istemediğini başkasına yapma” sözü bir ilke olarak benimsenmelidir.
Seddar İnce
5.0
100% (12)